DİŞLİ YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNDEN AŞURE İKRAMI(Foto-Video)


DİŞLİ YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNDEN AŞURE İKRAMI


Derneğimiz tarafından 13 Eylül Cuma günü, Cuma namazından sonra erkeklere Dişli Çarşı Camisi önünde, kadınlara ve öğrencilere derneğimizin has bahçesinde aşure ikramı yapıldı.

Aşure Günü nedeniyle hem kardeşlerimizin ağızları tatlandırıldı. Hemde birlik ve beraberligimiz güçlendirildi.

Bugünün tüm islam aleminde hayırlara vesile olmasını temenni ediyoruz.




























MUHARREM AYININ ÖNEMİ

Muharrem, hicri yılın da ilk ayıdır. Savaşmanın yasak olduğu haram aylardan biridir. “Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah’ı inkâr etmek, Mescid-i Haram’ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. (…)” (Bakara, 217.)

Muharrem ayı, içerisinde müstesna günlerden biri olan aşure gününü de barındırır. Aşure, muharrem ayının onuncu günüdür. İsmini Arapça on manasına gelen “aşera” kelimesinden almıştır. Dilimizde, bugün pişirilip dağıtılan tatlıya ad olarak “aşure” şeklinde telaffuzu yaygındır. Tarihte bugün, insanlık ve İslam tarihi açısından önem taşıyan bazı olaylar meydana gelmiştir. Rivayetlere göre Hz. İbrahim aşure günü dünyaya gelmiş, Hz. Musa ve kavmi Firavun’un zulmünden bugünde kurtulmuş, Hz. Nuh’un gemisi Cûdi dağına aşure günü oturmuştur… Bu özellikleri bakımından aşure bir sevinç, mutluluk ve kutlama günüdür.

Hz. Peygamber sadece aşure gününde değil bir önceki ve bir sonraki günlerde de oruç tutulmasını öğütlemiştir. (Buhari, “Savm”, 69.) İslam âlimleri de, bugünü oruçlu geçiren Yahudilere benzememek için, aşure orucunun önceki veya sonraki günle birlikte tutulmasının uygun olacağını bildirmiştir.

Bu mübarek günde, acısı Müslümanların gönlünden hiçbir zaman çıkmayan müessif bir olay da yaşanmıştır: Kerbela…

Hz. Peygamber’in torunu Hz. Hüseyin ve birçok aile ferdi 10 Muharrem 61 (10 Ekim 680) tarihinde Kerbela’da hunharca şehit edilmiştir.

Kerbela, eskiden hacılarımızın da uğrak yerlerinden birisiydi. Hacılarımız önce buraya uğrar, Âl-i abâ sevgisini tazeler; sonra Harem-i Şerif’e giderlerdi. Günümüzde ise Kerbela bir başka kederle mahzun. İnşallah tekrar Müslümanların uğradığı, ehlibeyti ziyaret edip acısını paylaştığı günlere kavuşur.

Kerbela, eskiden hacılarımızın da uğrak yerlerinden birisiydi. Hacılarımız önce buraya uğrar, Âl-i abâ sevgisini tazeler; sonra Harem-i Şerif’e giderlerdi. Günümüzde ise Kerbela bir başka kederle mahzun. İnşallah tekrar Müslümanların uğradığı, ehlibeyti ziyaret edip acısını paylaştığı günlere kavuşur.

Hak gelince batıl yok olmaya mahkûmdur.

Editör : Mustafa
dislikasabasi.com