HalimeSultan Uyar - Almanya / mannheim city - 05/11/2008,18:25:27
SEHIT MEKTUBU
Sınır Karakollarından birinde vatani görevini yapmakta olan Mehmet oğlu Mehmet terhisine bir ay kala hain parmakların çektiği tetiklerle şehit olmuştu.
Mehmet'in üzerinden emekli devlet memuru babasına yazdığı; ancak postaya vermesi nasip olmayan yarım kalmış bir mektubu çıktı. Komutanlarının ve doktorların bu mektubu okuduklarında gözlerinden yaşlar boşaldığı görüldü ve komutanının ağzından bir tek cümle çıktı. 'Allah kahretsin! '
Hadi bu mektubu hep birlikte okuyalım.
'Benim sevgili babacığım. Sizlerden ayrılalı epey zaman oldu. Her şeyin bir sonu olduğu gibi askerlik hizmetimin de sonuna geldim. Şurada bir ay gibi kısa bir zaman kaldı terhisime. O günü Rabbim bize nasip ederse ahdim olsun seninle, annemle ve kız kardeşimle üç gün, üç gece hiç dışarı çıkmadan oturup hasret gidereceğim. Annemin pişirdiği yemekleri, bacımın demlediği çayları birlikte içeceğiz. O zaman özlemlerimiz de, hasretlerimizde son bulacaktır inşallah.
Mektup bu kadardı. Belli ki Mehmet bundan fazlasını yazmaya vakit bulamadan nöbet saati gelmiş ve görevine gitmişi ki bu mektubun devamını yazamamıştı. Yarım kalan bu mektubu göğüs cebine koymuş, o gün devriye hizmetini yaparken hain bir parmağın çektiği tetikle şehit olmuştu. Mehmet'in bu mektubu al kanından zar zor okunuyordu; çünkü hain mermi onu tam kalbinden vurmuştu. O mektup da kalbinin üzerindeydi.
Mehmet'in zatî eşyaları emanete alınmış, bir kutu içerisinde cenazesi ile birlikte doğup büyüdüğü memleketine gönderilmişti. Bu eşyalar içinde yarım kalmış kan ağlayan bu mektup da vardı.
Devlet şehidine karşı son görevini yapmış, törenle Mehmet ebedi yolculuğuna gönderilmişti. Ateş düştüğü yeri yakar misali komutanları, ailesi, yavuklusu hıçkıra hıçkıra ağladılar. Taziyeler alındı, dualar okundu ve aradan üç dört gün gibi bir zaman geçti. Baba Mehmet Efendi şehidiyle birlikte gelen kutuyu açtı, oğlunun al kanıyla allanmış mektubunu gördü ve başladı okumaya.
' Sevgili babacığım bizi askerlik hizmetine gönderdiğinizde davul zurna ile gönderdiniz. Git oğul. Vatanına, milletine, devletine, namusuna sahip ol dediniz. Bizler buraya geldik. Gecemizi gündüzümüze katıp vatan hizmetinin kutsallığına, mübarekliğine inanarak dosdoğru görevimizi ifa ettik.
Ancak karşımızda düşman göremedik. Karşımızda şerefli bir düşman yoktu. Karşımızda şerefsiz bir ihanet vardı, yalan vardı, soygun vardı, talan vardı. En önemlisi vatan hainliği vardı.
Nerde bir vatan haini varsa, nerde bir banka soyguncusu varsa, nerde tüyü bitmemiş yetimin, öksüzün malını çalıp çırpan varsa, nerde devletine ihanet eden, milletine ihanet eden, tarihine ihanet eden hatta hatta Sarıkamış'ta, Sakarya'da, Çanakkale'de şehit olan aziz şehitlerimizi soykırım yaptılar iması ile katillikle, canilikle suçlayan şerefsizler varsa. Bu şerefsizler yatında katında, dostlarının kucağında gününü gün ederlerken bizler yani gencecik fidan gibi vatanın öz be öz evlatları ise burada teker teker şehit oluyoruz.
Kime karşı, kimlere karşı?
Bu şerefsizler palazlansınlar, sömürülerine devam etsinler diye mi?
Yoksa bizim gece gündüz, eksi 30 derecede nöbette beklediğimiz güzel yurdumuzu bölsünler, parçalasınlar diye mi?
Dahası Avrupa Devletleri denilen haçlı ruhunun ülkemiz üzerindeki kirli oyunlarını istedikleri gibi sahneye koysunlar diye mi?
Kime karşı sevgili babacığım, kime karşı?
Bizler burada yirmi dört saat bayrağımız dalgalansın diye başımız gönderde, ellerimiz tetikte, bayrağımızı korurken, şehir meydanlarında bayrağımız yırtılsın, bayrağımız yakılsın diye mi?
Otuz bin kişinin katili o cani denize nazır kaloriferli hücresinde manzara seyretsin diye mi?
Karşımızda mert ve şerefli bir düşman yok ki babacığım. Karşımızda pusu var, ihanet var, alçaklık var, çukurluk var, döneklik var. En önemlisi hainlik var.'
Baba daha fazla devam edemedi gözlerinden akan yaşlar, oğlunun al kanıyla bezeli mektubunun üzerine damla damla düştü. Ve o mektup bir ay yıldız şeklinde göndere asılmayı bekleyen mübarek bir bayrak haline dönüştü.
Baba bu mektubu tekrar komutana götürdü. Komutan bu mektubun ikinci bölümünü kimin yazdığını araştırdı; ama bir türlü bulamadı ve gene ağzından o tek cümle çıktı. 'Allah kahretsin.' Acaba bu mübarek mektubu kim veya kimler yazmıştı?
Ama yazı aynı, yazgı aynı idi.
Baba tek oğlunun, tek ocak umudunun al kanıyla allanmış mektubu itina ile katlayıp öptü ve sol göğsünün üzerindeki cebine koydu.
Onunda ağzından bir tek cümle çıktı 'VATAN SAĞOLSUN.
bekir okumus - belcika - 04/11/2008,14:50:01
"Kör ile gören, iman edip salih ameller işleyenler ile kötülük yapan bir değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz!"
(Mü'min: 5
bekir okumus - belcika - 02/11/2008,17:51:19
"İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı. Halbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmekteler."
(Enbiya: 1):
ali ölmez - konya/ seydişehir - 02/11/2008,11:53:50
SAYGI DEĞER HURŞİT AĞABEY İNAN BU KADAR İÇTENLİKLE YAZDIĞIN ŞİİRLERİNİ BÜYÜK ZEVKLE OKUYORUZ,YÜREĞİNDEKİLERİ ÇOK GÜZEL KALEME ALMIŞSIN.ELLERİNE KALEMİNE YÜREĞİNE SAĞLIK.ALLAH UZUN ÖMÜRLER VE SIHHAT DOLU BİR YAŞAM VERSİN(Mustafa GÜVENİR)
ali gökmen - eskişehir - 29/10/2008,15:07:19
sayın hurşit özdemir. şiiriniz çok güzel ve etkileyici şiir için teşekkürler. yüreğinize sağlık
Hursit Özdemir - Almanya - 28/10/2008,21:34:13
HASRETIM
Nice günler gecti koyaklarinda
Kokularin vardi yamaclarinda
Hatiralar kaldi ayaklarimda
Hasretim kokunuza pasa daglari
Gecenin yarisi safaklarinda
Hasretin cökmüstür yanar bagrimda
Düsürdü gurbet el tuzaklarina
Sizi cok özledim pasa daglari
Ates böcekleri seherde yanar
Cok hasretim sana gönlüm hep aglar
O gece kuslarin cir cir böcegin
Seherde duyunca cigerim yanar
Söktü safak koyun kuzu yürüdü
Her koyagin lale sümbül gülüdü
O günlerde esin dostun cogudu
Geriye dönüpte bak pasa dagi
Turna olup sira sira gidenler
Senin kucagini mesken edenler
Her koyakta atesini yakanlar
Kaybolup gittiler gör pasa dagi
Heryerin cennettir daglar kuzular
Akkas Oglu seni candan arzular
Gencligim gidiyor agarmis saclar
Umudum sendedir duy pasa dagi
Ömrü tükenmeyen ömür cicegin
Birakmaz gurbet el sana geleyim
Yasar iken kiymetini bileyim
Hatiralar bende duy pasa dagi
Ben Akkas Ogluyum hasretle yandim
Zalim gurbet sana nasilda kandim
Ömürler kisaymis buna inandim
Bagislayin beni pasa daglari
Esime dostuma selam söylerim
Maziye daldikca aglar gözlerim
Sizlere Allahtan saglik dilerim
Ben köyümün topragini özledim
Sanki bir bosluk var ayaklarimda
Neolur bilinmez yarinlarimda
Gurbettde care yok yaralarima
Ben köyümün kokusunu özledim
Bu hayat yalandir güvenme dostum
Su zalim gurbette kadere küstüm
Hergünüm gamlidir hicran ve hüzün
Ben köyümün topragini özledim
Nasil bilirseniz öyledir adim
Yadeller uzaktir kalmadi tadim
Yesil dislim seni hasretle andim
Benim kaderimi gör pasa dagi
Bak bugün var isem yarin karanlik
Kolaydir ölümler sanki bir anlik
Esime dostuma olsun helallik
Ben köyümün topragini özledim
Sizleri cani gönülden seven
Akkas Oglu
ali ölmez - konya/ seydişehir - 27/10/2008,16:03:59
dişli halkı hayırlı işler, hayırlı günler.......
A.karakoç karakoç - İSTANBUL - 25/10/2008,22:24:28
Köyümün KadınıSen! köyümün kadını;
Kar erir, düşer dereye, üşümez mi ellerin
Ekin savrulur bucağa kurumaz mı dilin
Bir ömür yeter mi seni yormaya.
Sen! köyümün kadını;
Yol kapanır su taşırsın ocağına
Soğuk toprağa vurur çatlamaz mı ellerin
Bir ömür yeter mi seni yormaya.
Sen! köyümün kadını;
Güneş doğar düşersin yola
Can dayanır mı buna
Bir ömür yeter mi seni yormaya.
Sen! köyümün kadını;
Yüzünde hüzün'ün aynası
İstemez mi insan rahatı
Bir ömür yeter mi seni yormaya.
A.karakoç karakoç - İSTANBUL - 25/10/2008,22:22:30
Köyüme
Tavla oynar Ramazan Dayı kahvede.
Oğlu osman asker gidecek bir yere.
Duruşu mağrur ama, içten üzülür Osmana.
Her şeye üzülür mü köyüm insanı?
Hatice Ana ekmek eder tandırda.
Gelini raziye hamur yoğurur yanında.
Pul pul olmuş terler alnında.
Hep terler mi böyle köyüm insanı?
HACI DEDE saman çeker ahıra.
Bakmak kolay değil onca davara.
Sabah erken gider tarlaya.
Hiç uyumaz mı köyüm insanı?
ÜYÜ KADİR bağa gider üzüme.
Eşek yanında ama, binmez ki üstüne.
Yol yürür sıcakta sürüne sürüne.
Hep yayan mı gider köyüm insanı?
Her biri altın, MUSTAFA EMMİSİ, Hatice Ana'sı.
El şehirli olmuş, köyümün başına darısı.
Bol bol olsun hepsinin buğdayı arpası.
Hakeder her şeyi köyüm insanı
ali ölmez - konya/ seydişehir - 25/10/2008,14:43:49