Sayfayı Yazdır  |   Pencereyi Kapat


BİR SEÇİM DAHA BİTTİ ACABA ONUNLA BİTEN BAZI DEĞERLERİMİZ NEYDİ?
Yayın Tarihi: 1.05.2014 11:30:58
Geçerli Tarih: 11.05.2024 00:22:42
Site: Güzel Dişlim | www.dislikasabasi.com
Açıklama: Cömertçe, sevaplarımızı bol bol dağıttığımız, terazinin sol kefesini güle oynaya doldurduğumuz bir seçimi geride bıraktık. 
        Üç günlük geçici dünya menfaatlerimiz uğruna atmadığımız iftira, söylemediğimiz yalan, bırakmadığımız bir seçim arenası yaşadık milletçe. Cennetle müjdelense  bu kadar neşelenmeyen bir şenlik yaşayanlarımız olduğu gibi, Cehennemlik olduğu bildirilse bu kadar üzülmeyeceği bir üzüntü ile baş başa bırakılan insanlarla her zaman iç içe olduğumuz inkar edilemez. Oysa Rabbimiz Kur'anı Kerimde ''İnnellahe la yü nibbül müğtedin''  yani Allah haddi aşanları asla sevmez ayetini hiç bilmiyormuşuz gibi davrandık çoğu zaman. 

        Kendisi gibi düşünmediği, kendisinin gittiği yere gitmediği için öz evladıyla, kardeşleriyle en yakın konu komşusuyla alakayı kesenleri hepimiz gördük ve görmeye devam etmekteyiz galiba.  ''Rüşvet alanda verende Cehenemliktir''. Hadisini bile bile, güle oynaya balıklama atladık ateşin içine. Oyum namusumdur, ben namusumu şu kadar liraya satarım düşüncesinde olan zavallılarla beraber girmek istedik bu ateşin denizine.  Oyuncu oyununa, koyuncu koyununa gitti, elimiz boş sevaplarımız gitmiş ise Allah korusun sonu çok felakettir bunu diye düşünüyorum.

         Benim gibi düşünme mecburiyetinde değilsiniz ama ben şahsi fikrimi söyleyeyim. Küçük kavga ve münakaşalar karakoldan ileri gitmeyebiliyor. Yalnız büyük olaylar büyük mahkemelere taşınmaya mecburdur. Kişinin hiç bir miligram haberi alakası olmayan bir durumda katran kazanına batırıp çıkarmanız herhalde bu dünyada değil de ahiretteki bir mahkemede bir mahkeme olmayı gerektirmektedir. Peygamberimiz    sahabeye ''müflis kimdir?'' diye soruyor onlarda müflis maddi varlığını kaybedendir diyorlar. Peygamberimiz hayır müflis şu kimsedir ki mizan terazisinde dağlar kadar sevabı olan fakat yaptığı yanlışlıklar sebebiyle iftira, bühtan, yalan, dedikodu, gıybet, dövme, sövme gibi nedenlerle sevaplarını dağıtıp bitirince bir kulun gelip bunda benimde alacağım var  yarabbi. Bu bana iftira etmiş şunu şunu yapmış deyince o müflis kul bitkin ve tedirgin bir halde elini açar ve verecek sevabım kalmadı ne vereyim Yarabbi diye yalvarınca alacaklı kul benim günahım var onları alsın der. Peygamberimiz bu olayı anlatırken üzülüyorlar ve o müflis kula acıyor. O kadar sevap gitti, kendi günahı yetmiyormuş gibi bir de başkasının günahını yüklenecek diyor.

           Ben şahsım üzere ahirette verecekli değil alacaklı olduğum hususlarımı göz önüme getiriyorum. Allah'ım benim sevabımı sevmediğim kimselere verdirme diyorum.  fasıkların, dünyevi perstlerin  dolmuşuna binenlere de acıyorum. Çünkü Kur'anı Kerim ''Bir fasık bir haber getirirse iyice araştırın sonra çok pişman olursunuz.'' ayetini duymazlıktan gelenlere yazıklar olsun.               
   


Yukarı