AYRI DÜSTÜM VATANIMDAN YURDUMDAN (HACI NOMEN AMCA ILE SOHBETIMIZ)


AYRI DÜSTÜM VATANIMDAN YURDUMDAN

Almanya'dan emekli olan yasi 80'e merdiven dayamis Haci Nomen amcanin evine misafir olduk. Haci Ayse Teyzenin kuzine sobada pisirdigi tavsan kani çayi içerken Çocuklugundan günümüze kadar hayat hikayesini anlatmaya basladi. zaman zaman duygulu anlar yasadim. Gözlerim doldu. Haci amcanin anilarini siz degerli kardeslerimizle paylasmak istedim.

"1938 Yilinda kiris evi araliginda iki odali, düz damli kerpiç duvarli evde dogdum. Bu topraklarin çocuguyum. Babam çobanlik yapardi. Daha sonra Çanakkale Gazisi Osman Amcaya bir seneligine hizmetkar durdu. Çocukken Osman amcagile gittigimizde karnimizi doyururdu. Harman sonu bugday ve hashas verirdi. Çok iyi insandi. Türkiye'yi 1950 yilina kadar 27 sene Halk Partisi idare etti. Tek parti vardi. Ezani minarelerden "Tanri uludur Tanri uludur." diye okuttu. Kur'an ögrenmek yasaklandi. o zamanin hocalari köy odalarinda gizli gizli Elif be ve namaz surelerini okuturken disariya nöbetçi koyarlardi. Köye jandarma geldiginde kosarak odadakilere haber verirdi. Onlar da yüzük oyunu oynuyormus gibi yaparlardi. Bazen de türkü çagirirlardi. Yakalansalar bir araba dayak yiyeceklerini biliyorlardi. Köylü jandarmadan, vergi memurundan ve ormancidan çok korkardi. Harman zamani, harman savrulduktan sonra saman bir tarafa, bugday bir tarafa ayrilirdi. Vergi memuru gelmeden önce kendi bugdayimizin bir kismini çalardik. Çünkü ösür vergisi vardi. Tahsildar bugdayin üzerine damga vururdu. Ahirdaki hayvanlardan dahi vergi aliniyordu. Bazilari hayvanini yaylaya kaçirirdi. Vergi veremeyenleri hapse atiyorlardi.

Çocuklugum yoksulluk içinde geçti. Ilkokula giderken talebeler önlük giymiyordu. Erkek çocuklar da fakirlikten fistan giyerlerdi. Ben de bes yil boyunca fistanla mektebe gidip geldim. Ögle paydosunda okuldan eve geldigimizde bazen yemegi birak ekmek bile bulamadigimiz günler olurdu. Eski okulda Ata Hocanin babasi rahmetli Süleyman Güvenir'de okudum. arkadaslarimin kitaplari oldugu halde benim okul hayatim boyunca hiç kitaplarim olmadi. Arkadaslarimin kitaplarindan çalisirdim. Defterleri de anamin el dikisiyle diktigi eski torbada tasirdim. Kisin lastik pabucum iyice eskidi. Giyilmez hale geldi. Üç gün karda, kista yalin ayak okula gittim. Ayaklarim soguktan mosmor oldu. Rahmetli babam esege binerek Bolvadin'den bana lastik ayakkabi satin alip getirdiginde dünyalar benim oldu. Sinifta en çaliskan Sadik Gümüs idi. ondan sonra ben gelirdim. Beni Süleyman muallim, ögretmen okuluna göndermek istedi. Arkadaslarimdan Sadik Gümüs ve Celal Güvenir'in elbiseleri oldugu için ögretmen okuluna gittiler. Benim elbisem olmadigi için gidemedim.

13 - 14 Yaslarinda yevmiyesi iki buçuk liradan amelelige gidiyordum. Köyün ustalarindan Mustafa Usta; "sen pratiksin günlügü iki liradan çalisirsan seni yanima çirak olarak alayim" dedi. Yaz aylarinda dört bes ay ustalarla kerpiçten ev yapardik. 20 Yasinda Van'a askere gittim. Jandarma çavusu olarak otuz ay askerlik yaptim. Askerden döndükten alti ay sonra Ayse teyzenizle yuva kurdum. Çeyiz olarak bir kat yatak, kilim, sandik, teneke soba, bir kaç kap ve kindira yastiktan ibaretti. Babam esime dört tane cumhuriyet altini takti. Bir kaç yil sonra da Kardesim Mustafa evlenirken benim hanimdan alip gelinimize takti. Benim evlendigim 1961 yilinda köyde Kesçi'nin Nuri'nin minibüsü, Pasagilin, Göceci'lerin, Topak'gilin ve Kör Osmangilin traktörü vardi.Baskalari tarlayi öküz ya da atla sürerdi.

Evlendikten sonra günlügü on bes liraya usta olarak çalismaya basladim. Yazin ustaliga giderken, kisin da küstüre ile tekne, senit, oklava, bikirgeç yapip rizkimizi kazanmaya çalisirdim. Bu arada Mehmet, Irfan, Sakir ve Selamet olmak üzere dört çocugumuz oldu. Çocuklarimiza güzel gelecek saglamak için 1969 yilinin eylül ayinda Nimetullah Okumus, Ali riza Sapmaz,Çillanin Basri Almanya'ya yazildik. Istegimize olumlu cevap geldi. Yol param olmadigindan daha önce 800 liraya aldigim bisikletimi rahmetli Konyali'nin Rahim Çakil'a 500 liraya sattim.

Dört arkadas tahta bavullari hazirladik. Rahmetli garip anam agliyordu. Çocuklarim bana sarilarak bizi birakip nereye gidiyorsun baba diye göz yasi döküyordu .Benim de içim kan agliyordu. Ama çocuklarimin rizki için mecburdum. Arabayla önce Istanbul'a sonra trenle Almanya'ya gittik. Bizi Münih'te Türk tercüman karsiladi. Herkese tren bileti verdi. Trenle çalisacagimiz yere gittik. Ben Almanya'nin Ausburg sehrinde Adam keller sirketinde duvar ustasi olarak çalismaya basladim. 31 yasindaydim. Bekarlarin kalmasi için oda verdiler. Her odada üç kisi kaliyorduk. Ay sonu kirayi ödüyorduk. Haftada iki gün cumartesi ve pazar günü tatil olurdu. Cumartesi günleri de baska islerde çalisirdim.

Köy ile mektupla haberlesirdik. Köyde Postaci Kadir hem posta islerine bakar, hem de elektrik malzemeleri satardi. Ise basladiktan on gün sonra 100 mark avans verdiler. Hemen köye yolladim. Çünkü aileme hiç para birakamamistim. Niyetim üç dört sene Almanya'da çalistiktan sonra Ana vatana geri dönmekti. Ancak Almanya'ya gitmeden üç sene önce babam hastalanmis, yataga düsmüstü. Gittikçe durumu kötüye gidiyordu. Oglum ben ölürsem kardeslerin Ali ve Saban'i önce Allah'a sonra sana emanet ediyorum, onlari evlendir diye vasiyet etti. Ben agabeyleri olarak kardeslerimi evlendirdim. Ali'ye marangoz aletleri aldim. Marangoz dükkani açti.

Almanya'ya gittikten on sene sonra ailemi de götürdüm. Kizim Fatma Almanya'da dogdu. Sakir'i Almanya'da evlendirdim. Nurdane Türkiye'ye izine vardigimda dünyaya geldi. Çocuklarimin istikbali için uzun yillar gurbetin kahrini çekmek zorunda kaldim. 2007 Yilinda emekli oldum. Güzel vatanima temelli geri döndüm. Allah'a sükür evim, arabam, ve çocuklarim var. Hatta bu yasta akilli telefon bile kullaniyorum.Almanya'da iken güzel yollari görünce böyle yollar yurdumuzda da olsa diye imrenirdim. Rabbime sükürler olsun. Türkiye'nin yollari ve köprüleri onlarinkinden daha güzel oldu. Hastaneleri ve doktorlari Avrupa Devletlerinden daha üstün. Ömrüm çalismakla geçti yaslandim. Insallah Ülkemizin gelecegi parlak olacak. Bizim torunlarimiz çektigimiz sikintilari çekmeyecek. Sohbetimi bitirirken Yurt içi ve yurt disindaki Muhammed ümmetine sevgi ve selamlarimi gönderiyorum.




Editör : Mustafa
dislikasabasi.com