26 Nisan 2024 Cuma
Ana Sayfa Forum Sohbet Hesabınız Haberler Not Defteri İstatistikler İletişim

MENÜ
Kasabamız

 Son Haberler(20/04)

Dislikasabasi.com
Üyelere Özel

 Site Not Defteri

Faydalı Bölümler
Yardımcı Linkler


Gazete Sayfa Linkleri
Site Not Defteri

Defterde 1058 mesajımız var, 53 sayfada görüntülenmekte. Sayfada İzlenim:20. Bulunduğunuz sayfa: 5

Mesaj Gönder Sıralamayı Seçin
     
 mustafa okumuş - dişli kasabası  - 14/02/2012,17:37:12 mustafaokumus2@hotmail.com     

Güzel Dişlim Sitesinin Değerli Üyeleri;



16 Şubat 2012 Perşembe günü Dişlili kardeşlerimizle birlikte umre ziyareti için kutsal topraklara gidiyoruz. İnşallah bir ay sonra güzel yurdumuza döneceğiz. Bir ay boyunca kasabamızdan haberleri Güzel Dişlim Editörü Bülent Güvenir Hocamız verecektir.

Hepinize Allahaısmarladık der, sağlıklı günler dilerim.



Mustafa Okumuş

Güzel Dişlim Editörü

     
     
 mustafa okumuş - dişli kasabası  - 11/02/2012,11:32:43 mustafaokumus2@hotmail.com     

10 Şubat 2012

18 R. Evvel 1433

Günün Tarihi: Hz. Hatice Annemizin Vefatı - 619

Peygamber Efendimizin Gözbebeği

Cenâb-ı Hak buyuruyor:



“Peygamber, müminlere kendi canlarından daha yakındır. Zevceleri, onları analarıdır…” (Ahzâb, 6)

Rasûlullah (sav) buyurdular:



“Zamanındaki dünya kadınlarının hayırlısı Meryem’dir. İslâm ümmetinin kadınlarının hayırlısı da Hatîce’dir.” (Buhârî, Enbiyâ45; Müslim, Fedâilü’s-sahâbe 69)

Hatîce vâlidemiz çok fazîletli bir insandı. Vahiy meleği bir gün Rasûl-i Ekrem Efendimiz’e gelerek:



“–Yâ Rasûlallâh! Hatîce, elinde bir kap yemekle Sana gelmektedir. Hatîce yanına geldiği zaman, ona Rabbinden ve benden selâm söyle! Onu, gürültü ve yorgunluk olmayan cennette inciden yapılmış bir sarayla müjdele!” buyurdu. (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 20)



Hz. Hatîce (ranhâ) bu ilâhî selâma şöyle mukâbele etti:



“–O (şânı yüce Allâh) Selâm’ın kendisidir, selâm O’ndandır, Cebrâîl’e de selâm olsun! Ey Allâh’ın Rasûlü! Allâh’ın selâmı, rahmeti ve bereketi Sen’in de üzerine olsun.”



Allâh Rasûlü (sav), hayâtı boyunca bu mübârek zevcesini unutmadı. O’na karşı vefânın en güzel örneklerini sergiledi. (Osman Nûri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa (sav), Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)



el-Berr: Bütün iyilik ve güzelliklerin sahibi, kullarına karşı bağışı ve ihsanı çok olan, iyiliğin, vefanın, güzelliğin ve ihsanın tek kaynağı demektir.

Kısa Günün Kârı



Hz. Hatice annemiz Rasûlullah’a ve onun getirdiği dine bütün gönlüyle bağlıydı. Her şeyini bu uğurda seve seve harcadı. İşte bu sebeple onu hem Allah hem de Rasûlullah sevdi.

Lügatçe



zevce: Eş, refika.

mukâbele: Karşılık verme, karşılama.



"İki Gün Bir Değil" mail servisi bir ALTINOLUK hizmetidir.

     
     
 mustafa okumuş - dişli kasabası  - 04/02/2012,10:28:58 mustafaokumus2@hotmail.com     

*

Ziyandadir

2Gun1Degil

4 Şubat 2012

12 R. Evvel 1433



Sağlığınızı İsraf Etmeyin!

Cenâb-ı Hak buyuruyor:



“…Yiyiniz, içiniz fakat isrâf etmeyiniz!..” (A‘râf, 31)

Rasûlullah (sav) buyurdular:



“İki nîmet vardır ki, insanların çoğu onların değerini takdir edemez: Sağlık ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak, 1)

Vücûdumuz, Allâh’ın bizlere bir emânetidir. Onun da üzerimizde hakkı vardır. Zîrâ makbul bir kulluk hayâtı yaşayabilmek, maddî ve mânevî bakımdan sıhhatli bir bünye ile mümkündür. İbâdetler de sıhhatli bir vücûd ile daha huzurlu bir şekilde îfâ edilebilir. Hakîkaten, sıhhat olmadan huzurlu bir namaz kılabilmek, oruç tutabilmek mümkün müdür? Kulu kalben Hakk’a yaklaştıran nice ibâdetler ve hizmetler de hep sağlık nîmetiyle kâimdirler. Sıhhat bozulduğunda, ibâdet ve hizmetler de âdeta kıvam kaybetmektedir. Bu bakımdan elde fırsat varken ve sıhhatimiz yerindeyken bu nîmetin şükrünü en güzel bir sûrette îfâ etmeli; ibâdetlerimize gayret gösterip hayır işlerine koşmalıyız. (Osman Nûri Topbaş, Öyle Bir Rahmet Ki, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)



el-Evvel: Varlığının başlangıcı olmayan.

Kısa Günün Kârı



Sağlık nîmeti, insanoğlunun kıymetini lâyıkıyla takdîr edemediği en büyük ilâhî lutuflardan biridir.

Bir İyilik Yap



Kar örtüsü sebebiyle yiyecek bulmakta güçlük çeken kuşları, o minik, güzel yararlı dostlarımızı besleyelim. Onları sokakta, bahçede, penceremizde, balkonumuzda; yumuşatılmış bayat ekmek, buğday, mısır, her türlü darı, kanarya ve muhabbet kuşu yemleri ile besleyebiliriz. Lütfen kuşlarla birlikte diğer sokak hayvanlarını da unutmayalım!

Lügatçe



isrâf: Gereksiz yere, zaman, emek harcama, savurganlık, tutumsuzluk.

ifâ: Yapma, yerine getirme.

kâim: Ayakta duran, mevcut, baki.



"İki Gün Bir Değil" mail servisi bir ALTINOLUK hizmetidir.

     
     
 veysel aksoy - istanbul  - 03/02/2012,17:22:09 berberveysel@hotmail.com     

https://www.facebook.com/photo.php?v=175077135908030



Tüm islam aleminin kandilini kutlarım..

     
     
 mustafa okumuş - dişli kasabası  - 27/01/2012,11:43:06 mustafaokumus2@hotmail.com     

27 Ocak 2012 4 R. Evvel 1433

Utanmıyorsan Dilediğini Yap!



Cenâb-ı Hak buyuruyor:



“(Rasûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebût, 45)



Rasûlullah (sav) buyurdular:

“İlk peygamberlerden itibaren halkın hatırında kalan bir söz vardır: Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” (Buhârî, Enbiyâ 54, Edeb 78.)



Bir atasözü halinde nesilden nesile aktarılarak gelen “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” hikmeti, utanma duygusunun insanı fenalıklara dalmaktan alıkoyduğunu açık bir şekilde ifade etmektedir. Şu halde Allah’tan ve insanlardan utanan bir kimsenin, nefsinin istediği her hareketi yapması mümkün değildir. Utanma duygusuna sahip olmayan bir kimsenin ise önünde hiçbir engel yoktur; dolayısıyla öyle bir kimse her türlü çirkinliği kolayca yapabilir.

“Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözü, yukarıda belirtildiği şekilde, hayâ duygusundan yoksun olan birinin her şeyi yapabileceğini ifade etmektedir. Bu sözü bir tehdit olarak anlamak da mümkündür. O takdirde bu söz, “İstediğin fenalığı yap bakalım; bir gün bunların hesabını tek tek vereceksin” anlamına gelmektedir. Bir diğer mânası da, “Yapacağın işe iyi bak! Şayet bu iş Allah’tan ve insanlardan utanılacak bir şey değilse, onu gönül hoşluğu ile yap! Eğer yaptığın takdirde Allah’tan ve insanlardan utanacaksan, onu kesinlikle yapma!” demektir. Bu sonuncu mânasıyla bu söz insana bir davranış ölçüsü vermektedir. Yapılacak bir iş, neticede insanın utanmasına yol açacaksa ondan sakınmalıdır. Utanılacak bir durum mevcut değilse, onu yapmakta herhangi bir sakınca yoktur. (Riyazü’s Salihin, 7.Cilt, Erkam Yay.)



Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)



el-Mâcid: Şanı yüce olan, keremi bol olan, yardımı çok olan, in’âm ve ihsânı bol olan demektir.



Kısa Günün Kârı



Utanma duygusu iyi ile kötüyü, haram ile helâli birbirinden ayırmada önemli bir ölçüdür.



Lügatçe



hayâsızlık: Utanmazlık, sıkılmazlık.



"İki Gün Bir Değil" mail servisi bir ALTINOLUK hizmetidir.

     
     
 selçuk guvenir - eski bir İStanbul dan  - 24/01/2012,17:44:38 selcukguvenir@hotmail.com     

Fransa yasayı kabul etti.Artık Fransa kanunlarının uygulandığı yerlerde Ermeni soykırımı yoktur demek yasak.Ne olacak şimdi ? Başbakan esip gürleyecek, muhalefet önce Fransa yı sonra hükümeti bombalayacak.Büyükelçi ülkeye çagrılacak.Fransa ve Fransız malları yuhalanacak protesto edilecek.Fransa nın Afrika da yaptıkları gündeme gelecek.Çoğu insan internette sayfasında bişeyler paylaşılacak Fransa yı eleştiren.Bir kaç hafta sonra hersey unutulup gidecek ve sonucta Fransa yine bildiğini yapacak ve biz kaderimize boyun büküp yine Renaulta,peugeota ve citröene binip gezecek Carfourda alışveriş edecek ünlü fransız parfumlerını ve kozmetik malzemelerini kullanarak güzelleşmeye çalışacak ve bir diplomatik fiyasko böylece hem tarihe gececek hemde gündemi değiştirmek için sıradaki konuyu bekleyeceğiz.Bizde ne derler atı alan üsküdar ı gecer....Selçuk Güvenir

     
     
 oğuz ölmez - NTVMSNBC  - 20/01/2012,18:27:22 oguzolmez03@hotmail.com     

Konfüçyüs yalan söylemiş.. ;)









     
     
 mustafa okumuş - dişli kasabası  - 20/01/2012,16:51:00 mustafaokumus2@hotmail.com     

20 Ocak 2012

26 Safer 1433



Kıyamet Günü Fakir Kalma!

Cenâb-ı Hak buyuruyor:



“O (öyle Allah’tır) ki, gece namaza kalktığında ve secde edenler arasında dolaştığında seni görüyor.” (Şuarâ, 218-219)

Rasûlullah (sav) buyurdular:



“Gecede bir saat vardır ki, müslüman bir kimsenin Allâh’tan, dünyâ veya âhiretle alâkalı bir hayır talebi o saate rastlarsa, Allâh dilediğini ona mutlakâ verir. Bu saat her gecede vardır.” (Müslim, Müsâfirîn, 166)

Câbir bin Abdullâh (ra) anlatıyor:



Rasûlullâh (sav) buyurdular ki:



“Hazret-i Dâvûd’un oğlu Süleyman (as)’ın annesi, oğlu Süleyman’a:



“–Yavrucuğum! Geceleyin fazla uyuma! Zîrâ geceleyin fazla uyku, kişiyi kıyâmet günü fakir bırakır.” demiştir.” (İbn-i Mâce, İkâmetü’s-Salâh, 174)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)



el-Mübdi’: Mahlûkatı, maddesiz, örneksiz olarak ilk baştan yaratan, kâinatı yoktan var eden demektir.

Kısa Günün Kârı



Bazı geceler neler için, kimler için uykumuzdan fedakârlık ediyoruz da, Rabbimizin rızası için bir müddet ibadet etsek olmaz mı?

Lügatçe



talep: İsteme. 



"İki Gün Bir Değil" mail servisi bir ALTINOLUK hizmetidir.



Bir daha mail gönderilmesini istemiyorsanız lütfen tıklayınız.

     
     
 selçuk guvenir - eski bir İStanbul dan  - 18/01/2012,22:30:14 selcukguvenir@hotmail.com     

Bir yerde kısa boylu insanlar, uzun gölgeler veriyorlarsa;

orada güneş batıyor demektir.



● Konfüçyüs

     
     
 mustafa okumuş - dişli kasabası  - 14/01/2012,10:37:02 mustafaokumus2@hotmail.com     



Cennet ve Cehennem



Cenâb-ı Hak buyuruyor:



“Biz yeryüzündeki her şeyi yer için bir süs yaptık ki, insanları deneyelim. Bakalım hangisi en güzel işleri yapacak” (Kehf, 7)



Rasûlullah (sav) buyurdular:



“Cennetin kapısında durup baktım. Bir de gördüm ki, içeri girenlerin çoğu yoksullardı. Zenginler ise hesap görmek için alıkonulmuştu. Cehennemlik olduğu kesinleşenlerin de ateşe girmesi emrolunmuştu. Cehennemin de kapısında durup baktım. Bir de gördüm ki, cehenneme girenlerin çoğu kadınlardı.” (Buhârî, Rikak 51, Nikâh 87; Müslim, Zikir 93)



Ebû Saîd el-Hudrî (ra)’den rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:



Cennet ile cehennem münakaşa ettiler.



Cehennem:



“-Bende zorbalar ve kibirliler var,” dedi.



Cennet:



“-Bende yalnız zayıflar ve yoksullar var,” dedi.



Bunun üzerine Allah Teâlâ onların çekişmesini şöyle halletti:



“-Ey cennet! Sen benim rahmetimsin, dilediğime seninle merhamet ederim. Ey cehennem! Sen de benim azâbımsın. Dilediğime seninle azâb ederim. Ben her ikinizi de dolduracağım.” (Müslim, Cennet 34; Buhârî, Tefsîru sûre (50), 1, Tevhîd 25. Tirmizî, Cennet 22)



Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)



el-Hakk: Varlığı ve ulûhiyeti kesin olan, inkârı mümkün olmayan, ezelî ve ebedî olan ve değişmeksizin var olan nihâî gerçek, kimseye muhtaç olmayan, sözü en doğru olan, eşyayı hikmetin gereğine göre icad eden demektir.



Kısa Günün Kârı



Allah’ım günahlarımızı bir daha işlememek üzere bağışla! Amin!



Lügatçe



münakaşa: Tartışma.



"İki Gün Bir Değil" mail servisi bir ALTINOLUK hizmetidir.

     
     
 mustafa okumuş - dişli kasabası  - 08/01/2012,13:49:39 mustafaokumus2@hotmail.com     

Bu mail düzgün bir şekilde görüntülenmiyorsa lütfen tıklayınız Iki Gunu Bir Olan Ziyandadir

2Gun1Degil

6 Ocak 2012

12 Safer 1433



Kendinizi Öldürmeyin!



Cenâb-ı Hak buyuruyor:



“…Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.” (Nisâ, 29)



Rasûlullah (sav) buyurdular:



“Hiçbiriniz ölmeyi istemesin. Ölüm kendiliğinden gelmeden önce de öleyim diye dua etmesin. İnsan ölünce hiçbir iyilik yapamaz. Mü’minin hayatta kalması iyiliklerini çoğaltır.” (Müslim, Zikir 13. Nesâî, Cenâiz 1)



Kötü yolda olan, günah ve isyan batağına dalan kimselere gelince, yaşadıkları sürece o şahısların kendilerine gelmeleri, içinde yaşadıkları çirkinliği anlayıp güzel bir hayata dönmeleri dâima mümkündür. Nitekim hatasını anlayıp yaptıklarına pişman olan kimseler az değildir.



Peygamber Efendimiz’in bir sohbeti sırasında, cennetle müjdelenen sahâbîlerden Sa’d İbni Ebû Vakkâs çok duygulanmış ve:



“-Âh, keşke şimdi ölmüş olsaydım!” diye hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı.



O zaman Resûl-i Ekrem Efendimiz bu sevgili arkadaşını şöyle uyarmıştı:



“-Sa’d! Eğer cennetlik isen, hayatının uzun ve yaptıklarının iyi olması senin için daha hayırlıdır” (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, V, 267).



Efendimiz’in bu uyarısı, uzun bir ömrün mü’mine verilmiş iyi bir fırsat olduğunu göstermektedir.



Zamanın iyice kötüye gittiği, fenalıklara engel olma imkânı kalmadığı zaman ölümü istemekte bir sakınca yoktur. Çünkü bu durumda kul kadere isyan etmemekte, tam aksine, zaman seline kapılarak günah batağına düşmekten korktuğunu göstermektedir. (Riyâzü’s Sâlihîn, 3. Cilt 463. Sayfa, Erkam Yay.)



Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)



el-Mucîb: Kendine yalvaranların isteklerini veren, kullarının dilek ve dualarına karşılık veren, icabet eden demektir.



Kısa Günün Kârı



Zorluklar karşısında ölmek için dua etmeyelim. Rabbimizin yardımını isteyelim.

     
     
 hatice tekeş - -çağlayan,İSTANBUL  - 03/01/2012,22:39:37 ruhumsanakurban03@hotmail.com     

Adalet Bakanlığı 10 bin 950 personel alımı için ilan çıktı

Alımlar başlamıştır

ilgilenenler;

Adalet bakanlğı resmi sitesi veya memurlar. netten takip edebilirler ...





     
     
 mustafa okumuş - dişli kasabası  - 30/12/2011,10:00:32 mustafaokumus2@hotmail.com     

Bu mail düzgün bir şekilde görüntülenmiyorsa lütfen tıklayınız Iki Gunu Bir Olan Ziyandadir

2Gun1Degil

30 Aralık 2011

5 Safer 1433



Sürünün Köpeği



Cenâb-ı Hak buyuruyor:



“Yine onlar ki, bir kötülük yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler.” (Âl-i İmrân, 135)



Rasûlullah (sav) buyurdular:



“Gökleri ve yeri, görünen ve görünmeyen âlemleri yaratan Allahım! Ey her şeyin Rabbi ve sâhibi! Senden başka ilâh bulunmadığını kesinlikle söylerim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden, onun Allah’a şirk koşmaya davet etmesinden sana sığınırım.” (Ebû Dâvûd, Edeb 101; Tirmizî Daavât 14, 95.)



İslâm büyüklerinden biri ile talebesi arasında geçen şu konuşma da bunu göstermektedir:



“-Şeytan seni fenalığa teşvik ederse ne yaparsın?”



“-O duygudan kurtulmaya gayret ederim.”



“-Şeytan aynı duyguları bir daha telkin ederse?”



“-Yine o duygulardan kurtulmaya çalışırım.”



“-Şeytan seni tekrar baştan çıkarmaya çalışırsa?”



“-Ben yine ondan kurtulmaya gayret ederim.”



“-Bu uzun iş, oğlum! Düşün, yolda giderken önüne bir koyun sürüsü çıksa, sürünün köpeği havlayarak yanına gelip sana yol vermese ne yaparsın?”



“-Köpekle mücadele eder, yolumdan çekilmesini sağlarım.”



“-Bu da uzun iş, evlât! Sürünün çobanından yardım iste de, köpeği yolundan çeksin.”



Hata, günah, yanılma insan içindir. Zira insan melek değildir. Kötü duyguların yoğun tesiri altında kalan veya istemeden de olsa bir günaha bulaşan kimse hemen Rabbine yönelmeli, O’na sığınmalı ve kendisini bağışlaması için yalvarmalıdır. (Riyâzü’s Sâlihîn, 7.Cilt, Sayfa 437, Erkam Yay.)



Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)



el-Kebîr: Her hususta hiçbir kulun kavrayamayacağı kadar büyük ve ulu olan, ululuğu yanında her büyüğün küçüldüğü Mutlak Büyük, kâinattaki o eşsiz büyüklüğü her yerde hissedilen demektir.



Kısa Günün Kârı



Yaptığımız hatalarımız ne olursa olsun tövbe etmeyi ihmal etmeyelim.

     
     
 ABDİL AÇIKGÖZ - DİŞLİ KASABASI  - 29/12/2011,19:33:53 abdilacikgoz@hotmail.com     

AKILLILAR SÖYLEYECEK SÖZLERİ OLDUĞU İÇİN, APTALLAR İSE İLLA KONUŞMAK ZORUNDA OLDUKLARI İÇİN KONUŞURLAR.





     
     
 MEHMET ERİŞ - AFYON  - 29/12/2011,18:19:58 dislilimehmet@hotmail.com     

Tarlada ekinim var deme, ambara girmeyince,

Hayırlı evladım var deme, elin kızıyla evlenmeyince,

Sadık bir dostum var deme, başına bir hal gelmeyince,

vefakar bir karım var deme, yok günü görmeyince,

Tavından sonra ekilen darıdan,

Ağustos'tan sonra oğul veren arıdan,

İşinin başına geçmeyen oğuldan,

Kocasından sonra kalkan karıdan,

Haram kazanılan paradan, kimse hayır görmez.

Zengini fakir eden hayırsız evlattır.

Memuru ve tüccarı fakir eden süslü avrattır.

Fakiri fakir eden kuru inattır.

     
     
 mustafa okumuş - dişli kasabası  - 23/12/2011,22:09:33 mustafaokumus2@hotmail.com     

23 Aralık 2011

28 Muharrem 1433



Küçük Hizmetçin Geldi!



Cenâb-ı Hak buyuruyor:



“O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi…” (Âl-i İmrân, 159)



Rasûlullah (sav) buyurdular:



“Yumuşaklık nerede bulunursa orayı güzelleştirir. Yumuşaklığın bulunmadığı her davranış çirkindir.” (Müslim, Birr, 78,79)



Bir gün Enes (ra):



“-Rasûlullah (sav)’in kokusundan daha güzel ne bir amber, ne bir misk, ne de herhangi bir hoş koku koklamadım. Allah Rasûlü’nün mübarek teninden daha yumuşak ne bir atlasa ne de bir ipeğe dokundum.” Demişti.



Onu dinlemekte olan talebesi Sâbit:



“-Ey Enes, sen sanki her dâim Allah Rasûlü’ne bakıyormuş ve O’nun mübarek sedasını işitiyormuş gibi yaşıyorsun değil mi?” dedi.



Enes (ra) şu cevabı verdi:



“-Evet, vallahi kıyamet günü O’na kavuşmayı umuyorum. Yanına varınca:



-Yâ Rasulâllah! Küçük hizmetçin geldi! diyeceğim. Efendimiz’e Medine’de on sene hizmet ettim. Ben o zamanlar küçük bir çocuktum. Her yaptığım iş, Efendimiz’in arzu buyurduğu gibi değildi. Buna rağmen Rasûlullah (sav) bana, yaptığım hiçbir iş için “üf” bile demedi, “Bunu niçin yaptın, şunu niçin yapmadın?!” diye azarlamadı.” (Ahmed, III, 222. Krş. Buhârî, Savm 53, Menâkıb 23; Müslim, Fedâil 82)



Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)



el-Latîf: Sonsuz lütuf be kerem sahibi, bütün işleri en ince teferruatına kadar bilen, her şeyin derinliğine nüfuz eden, mahlûkatının ihtiyaçlarını en ufak detayına kadar bilen ve en mükemmel şekilde karşılayan, ince, sezilmez yollarla kullarına çeşitli faydalar ulaştıran demektir.



Kısa Günün Kârı



Hz. Ömer buyurur: “Şiddet göstermeksizin kuvvetli, zayıflık belirtmeksizin yumuşak ol!” Zira sertliğin aşırısı kin doğurur. Hoşgörünün fazlası da otoriteyi zayıflatır. Başarı, bu ikisi arasında dengeyi sağlayabilmekle mümkündür.



Lügatçe



atlas: Yüzü parlak, sık dokunmuş bir tür ipekli kumaş.

     
     
 ABDİL AÇIKGÖZ - DİŞLİ KASABASI  - 22/12/2011,18:27:28 abdilacikgoz@hotmail.com     

NE KADAR SEVERSEN SEV; BİRGÜN AYRILACAKSIN.



NE KADAR TOPLARSAN TOPLA; BİRGÜN BIRAKACAKSIN.



NE KADAR YAŞARSAN YAŞA; BİRGÜN ÖLECEKSİN.



NE YAPARSAN YAP, BİRGÜN HESABINI VERECEKSİN.







     
     
 mustafa okumuş - dişli kasabası  - 17/12/2011,05:36:32 mustafaokumus2@hotmail.com     

Bu mail düzgün bir şekilde görüntülenmiyorsa lütfen tıklayınız Iki Gunu Bir Olan Ziyandadir

2Gun1Degil

16 Aralık 2011

21 Muharrem 1433



İlim Kendini Bilmektir



Cenâb-ı Hak buyuruyor:



“…(Rasûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür.” (Zümer, 9)



Rasûlullah (sav) buyurdular:



“İlim öğrenmek, her müslümanın üzerine farzdır.” (İbn-i Mâce, Mukaddime, 17)



Selmân-ı Fârisî (ra), Dicle kenarında yürürken, yanındaki arkadaşı eğilip su içmişti. Selman (ra):



“-Haydi, bir daha iç!” dedi. Arkadaşı:



“-Kandım!” cevabını verdi. Hz. Selman:



“-Peki, içtiğin suyun nehirden bir şey eksilttiğini söyleyebilir misin?” diye sordu. Arkadaşı:



“-Hayır.” dedi. Bu sefer Selman (ra):



“-İşte ilim de böyledir, tükenmez. O hâlde, sana fayda verecek ilmi öğren!” tavsiyesinde bulundu. (Ebû Nuaym, Hilye, I, 188)



Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)



el-Hâfıd: Kâfirleri, felâketlere uğratarak, düşmanlarını kendinden uzak kılarak alçaltan, en üst mertebelerden en aşağı mertebelere indiren demektir.



Kısa Günün Kârı



Gerçek ve faydalı bir ilim, maddî ilimlerle mânevî ilimleri birleştirmek sûretiyle tahsil edilebilir. İlmin bu iki yönü, iki kanat gibidir. Siz hiç tek kanat ile uçan bir kuş gördünüz mü?... İlim, insanın hem gönül dünyasını hem de ölümünden sonrasını aydınlatan bir sermâye olmalıdır.



Lügatçe



kanmak: Bir ihtiyacını, bir istediğini yeteri kadar karşılamış olmak, doymak.



"İki Gün Bir Değil" mail servisi bir ALTINOLUK hizmetidir.

     
     
 mustafa okumuş - dişli kasabası  - 09/12/2011,05:43:52 mustafaokumus2@hotmail.com     

*

en

ikigunbird​egil



*

gunluk@2g1d.com

ikigunbirdegil

gunluk@2g1d.com

*



* Send email

* Find email



Add to contacts

To mustafaokumus2@hotmail.com

From: ikigunbirdegil (gunluk@2g1d.com)

Sent: Friday, December 09, 2011 1:56:34 AM

To: mustafaokumus2@hotmail.com

Bu mail düzgün bir şekilde görüntülenmiyorsa lütfen tıklayınız Iki Gunu Bir Olan Ziyandadir

2Gun1Degil

9 Aralık 2011

14 Muharrem 1433



Ben Ne Kadar Müslümanım?



Cenâb-ı Hak buyuruyor:



“O kâfirler ki, dinlerini bir eğlence ve oyun edindiler de dünya hayatı onları aldattı. Onlar, bu günleri ile karşılaşacaklarını unuttukları ve âyetlerimizi bile bile inkâr ettikleri gibi biz de bugün onları unuturuz.” (A’râf, 51)



Rasûlullah (sav) buyurdular:



“Orta yolu tutunuz, amellerinizi mükemmelleştirmeye ve Allah’a yakın olmaya gayret ediniz. Sabahleyin, öğle ile akşam arası çalışınız. Bir parça da geceden faydalanınız. Aman acelesiz gidin, telaşsız gidin ki, menzilinize, varacağınız hedefe ulaşasınız.” (Buhârî, Rikâk 18)



Bir gün mutlaka hesaba çekileceğinin bilincinde olan insan için bu, "kendi kendini hesaba çekme" hamlesidir. Bir "hayat kitabı"na bakma eylemi... Bir, bundan sonrasını "Rıza-yı ilahi"ye sunulacak şekle sokma toparlanışı...



"Ben ne kadar Müslümanım?" diye sormak, "Rabbimle ilişkim ne kadar sağlıklı, Kur'an'la hukukum beni onun dünyasına götürüyor mu, Peygambere imanım onunla aynileşme gayretine dönüşüyor mu, ahiret inancı, dünya hayatıma ne kadar yansıyor, namazım ne kadar namaz, orucum ne kadar oruç?" sorularını sormaktır?



Yaratıcının huzuruna, yani geri dönülmez sınıra varmadan önce... bir hayat muhasebesi...



Ne kadar Müslümanım?



Günler, geceler, mevsimler, Recepler, Şabanlar, Ramazanlar... hep bu soruyu sorar insana?



Bir gün bizlere duyuruncaya kadar! (Ahmet Taşgetiren, Altınoluk Dergisi, Ağustos-2005)



Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)



el-Kahhâr: Yenilmeyen, yegâne galip gelen, güç sahibi, her şeye istediğini yapacak sûrette gâlip ve hâkim olan demektir.



Kısa Günün Kârı



İbadetler, gönül ve kalp uyanıklığı içinde ve vücudun zindelik dirilik halinde yapılmalıdır. Her konuda olduğu gibi, ibadetler konusunda da orta yolu tutup haddi aşmamak, ölçülü olmak en güzel dindarlıktır.



Lügatçe

amel: Davranış, hareket, çaba, emek.



"İki Gün Bir Değil" mail servisi bir ALTINOLUK hizmetidir.



Bir daha mail gönderilmesini istemiyorsanız lütfen tıklayınız.

Please click here to unsubscribe

     
     
 mustafa okumuş - dişli kasabası  - 02/12/2011,11:17:49 mustafaokumus2@hotmail.com     

Bu mail düzgün bir şekilde görüntülenmiyorsa lütfen tıklayınız Iki Gunu Bir Olan Ziyandadir

2Gun1Degil

2 Aralık 2011

7 Muharrem 1433

Günün Tarihi: Vakıflar Haftası

Vakfet, Yaşa, Yaşat!



Cenâb-ı Hak buyuruyor:



“İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allâh’ın rızasını kazanma uğrunda kendisini ve malını fedâ eder…” (Bakara, 207)



Rasûlullah (sav) buyurdular:



“İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydalı olandır.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, II, 8)



Vakıf, târihte ilk önce herkesin birlikte ibâdet ettiği mekânlarda başlamış, sonradan birçok ictimâî sahayı içine alarak genişlemiştir:



Rivâyete göre Hz. İbrâhim (as), Cebrâîl (as)’ın Cenâb-ı Hakk’ı huşû içinde üç kere zikretmesi karşısında vecde gelir ve bütün sürülerini ona hibe eder. Onun melek olduğunu söyleyip almaması üzerine sürülerini satar ve geniş bir arâzi alarak müslümanların istifâdesine sunar. Böylece vakıf, İbrâhim (as) ile başlamış olur. (İsmâil Hakk› Bursevî, Rûhu’l-Beyân, II, 293.)



Âlemlere rahmet ve üsve-i hasene (örnek şahsiyet) olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (sav):



“Yeryüzündekilere merhamet edin ki, gökyüzündekiler de size merhamet etsin!” (Tirmizi, Birr, 16) buyurmuş ve vakfın fiilî nümûnelerini de kendi hayatında sergilemiştir.



Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)



el-Azîz: Dengi ve benzeri bulunmayacak derecede değerli ve şerefli olan, güçlü ve yenilmez olan, daima galip gelen, mağlup edilmesi mümkün olmayan demektir.



Kısa Günün Kârı



Allâh’ım! Bizlere verdiğin emânetlerin hakkını liyâkatle edâ etmeyi ve Yaratan’dan dolayı yaratılanlara hizmet eden “vakıf insan”lardan olabilmeyi nasîb eyle!



Âmîn!



Lügatçe



ictimâî: Toplumsal.

huşû: Allah’a karşı korku ve saygı duyma. Alçakgönüllülük.

istifâde: Yararlanma.



"İki Gün Bir Değil" mail servisi bir ALTINOLUK hizmetidir.



Bir daha mail gönderilmesini istemiyorsanız lütfen tıklayınız.

Please click here to unsubscribe











* New

* |

* Reply

* Reply all

* Forward

* |

* Delete

* Junk

* Not junk

* Sweep ▼

o Move all from...

o Delete all from...

o Block from...

o Mark this folder as read

o Empty this folder

* Mark as ▼

o Unread

o Read

o Flagged

o Unflagged

o Phishing scam

o My friend's been hacked!

* Move to ▼

o

Inbox

o

Junk

o

Drafts

o

Sent

o

Deleted

* Empty

* |

* Print

* [Refresh]



Close ad



     
Sayfalar : 1 .. 3 4 5 6 7 .. 53 >>