YA SABIR
Salâ seslerini duyamaz olduk,
Cenazelerimizi yuyamaz olduk,
Birlikte kabire koyamaz olduk,
Koronavirüs yüzünden, yüzünden ...
Maskesiz dışarı çıkamaz olduk,
Mesafesizlikten bakamaz olduk,
Korkuları baştan atamaz olduk,
Koronavirüs yüzünden, yüzünden ...
Konu komşulara gidemez olduk,
Misafiri kabul edemez olduk,
Rahat rahat gezemez olduk,
Koronavirüs yüzünden, yüzünden ...
Kimler öldü, kim kaldı bilemedik,
Hâlâ kendimizi de gelemedik,
Gözyaşlarımızı da silemedik,
Koronavirüs yüzünden, yüzünden ...
Osman derki, uzatıp yazma artık,
Bırak, kuralsızlara kızma artık,
Böyle musibetlerden bezme artık,
Koronavirüs yüzünden, yüzünden ...
Osman Şişik 30/12/2020
ÖZLEDİM
Şenlik yeri, hacının köşenin eski halini
Rahmetli Kel Mahmut'un çayının demini
Su sesi eşliğinde cevizin gölgesini
Ben o eski cami önünü ÖZLEDİM
Boldu suyu içilecek nitelikte tertemiz
Tüm gençler yıkanıp yüzerdik hepimiz
Şimdiki halini görmek istemez hiç birimiz
Ben o eski koca çayı ÖZLEDİM
Postaneden inderesine karşının bağ halini
Bağda yetişen elmasını,üzümünü,eriğini
Bağ bekçisi Kör Kadir'i,memili emmiyi
Ben o eski karşıyı ÖZLEDİM
Aydınlanırdı bakkalların lüks lambasıyla
Şenlenirdi tozlu yusuf'u,kadı ömer'i, kör hocasıyla
Sıcak bir ortamdı çiftçisiyle,esnafıyla
Ben o eski çarşıyı ÖZLEDİM
Fitne ficir olmaz, doğruluk vardır özümüzde
Televizyonun siyah beyazı bile yoktu günümüzde
Masallarla büyüdük,peri kızı yatar gönlümüzde
Ben o eski gaz lambalı kış gecelerini ÖZLEDİM
Suyla çalışan niyazın un değirmenini
Atla öküzle döven sürülen harman yerini
Evlerde imece usulü bulgur çeken güzellerini
Ben o eski gelenekleri ÖZLEDİM
Çarşının içinde uğrak yerde
Şenlenirdi bayramlarda düğünlerde
Şimdiki parkın olduğu yerde
Sünnetimin olduğu alvanın odayı ÖZLEDİM
Camini önünde iki ktlı derbeder
Gönlüm hala o evi cezbeder
Yıkılıp gitsede anımlarıma beraber
Ben o eski evimi ÖZLEDİM
Kimi zengin kimi fakir çileli
Yanlarında büyüdüm ben beni bileli
Cızbız basiriyi, arap hasanı, hüllüm kadiri
Ben o eski komşuları ÖZLEDİM
Hayatın bütün zorluklarını bilen
Kederlide olsa yüzüme gülen
"Arslan oğlum,koçum" diyen
Rahmetli babamı ÖZLEDİM
Daha sarmamışken ateş bacayı
Onlar öğretti alfabeyi, kelimeyi, heceyi
Gülsüm hocayı,şevki hocayı, seyfi hocayı
Ben rahmetli öğretmenlerimi ÖZLEDİM
Nice hocalar gitti duyarsınız namını
Gözümün öünde hatırlarım her anını
Onlardan öğrendim dinimi imanımı
Apdil hocayı,mecit hocayı,konyalı hocayı ÖZLEDİM
Kalanları bırakıp gitti acılı derbeder
Kalp krizi dediler,beni yıktı bu acı haber
Okurken ilçede ev tutmuştuk beraber
Ben okul arkadaşım, seyfinin mesut'u ÖZLEDİM
Ömrümün en hızlı çağı kanlı canlı
Söylerler hep adı üsütnde deli kanlı
O günlerim geçti acı ve tatlı
Ben o gençlik günlerimi ÖZLEDİM
Hep hayalimde yetmişli yııları
Ne güzeldi o talebelik günleri
Yolumu gözleyen hafta sonları
Gamzeli gençlik aşkımı ÖZLEDİM
Hepsi kendini başka dalda geliştirdi
Birbirinden değerli evlatlar yetiştirdi
Kimi sağ kimi dünya değiştirdi
Ülkemde dışarıda tüm dostları ÖZLEDİM
Ne kadar beklesem gelmez yenisi
Ne söylesem hikaye gerisi
Size söyliyeyim mi işin doğrusu
Ben yitirdiğim gençliğimi ÖZLEDİM
Özlediklerim daha saymakla bitmez
Yüklesem derdimi üç katır çekmez
Geçmişini unutan gelecekte gülemez
Ben tüm geçmişimi ÖZLEDİM
Mehmet Ali yanlış anlaşılmasın sözlerin
Fazla kaşıma açılır yaran çok derin
Ayrı ayrı anısı var her yerin
Velhasıl ben eski dişliyi ÖZLEDİM
Yüzünü görmeden hasreti düştü gönlüme
Elimden tutsa şu an giderim ölüme
Onun şefaatini nail eyle garip kuluna
Ben iki cihan serveri resulümü ÖZLEDİM
Evlatlarım evlenip yuvadan gitti
Sevdiklerim tek tek dünyayı terk etti
Bu dünyada yapılacak işlerim bitti
Ben o masum ölümü ÖZLEDİM
Dünya düzeni gelenler gider hep
Ne güzel şey hatırlanıp özlenmek
Öldüğümde beni de özleyenler olur mu? acep
Beni seven sevmeyen herkesi ÖZLEDİM
Hacı Mehmet Ali Özkaran
DİŞLİ DEDİKLERİ
Yemyesil guzel bir kasaba
Degerini bilen varmi acaba
Iyisi vardir kotusu daha çoktur
Numuneliktir baska bir yerde yoktur
Paylasamadigimiz nedir bu ne kin ?
Artik içinizdeki nefreti defedin!
Bir tek disli var baska yok!
Kasabamda artik kavgaya karnim tok!
Kavgadan kinden ne kazandiniz?
Kazandik zannedip aldandiniz!
Hep beraber birlik olmali
Içimizde iblislik degil pirlik olmali!
Guzel bir kasabamiz bir yigin insanimiz var
Kin ve nefret bir yigin insani bogar!
Nefret ve kine firsat vermeyelim
Iblisin kanunlarina asla boyun egmeyelim
Birgun aç birgun tokuz
Bugun variz yarin yokuz
Allahim bizleri islah etsin
Dislim sen bize buyuk nimetsin
Hep beraber olursak çokuz
Biz bu kavgada yokuz
Allah bizleri islah etsin
Kasabamdan kara bulutlari defetsin
Guzel Disli için verelim el ele
Etrafimiza bakalim rezil olmayalim ele
Haydin cehaleti hep beraber yikalim
Artik geriye degil onumuze bakalim
Dislim var baska yerim yok
Tuncayin kavgalara karni tok
Umitliyim Dislim yuzun gulecek
Aydinlik gunler sanada gelecek.
Tuncay Karakoç
BAYRAM GÜNÜ
Gönlüm arzuladı, tozlu toprak yoluna
Suyunu,selini,kıvrım akan çayını
Bir hoşça karşılarsın sana gelini
KÖYÜM bayramınız mübarek olsun
Garibin gurbette çıkmıyor sesi
Arada bir gülsede, yoktur neş’esi
Herkesin evidir altın kafesi
YUVAM bayramınız mübarek olsun
Eksiz olmaz yüce dağın bulutu
Hasretlikten tüm yağlarım eridi
Deme ki, benim evladım bir idi
BABA bayramınız mübarek olsun
Daha koklamadım mı? Gonca gülünü
Biliyorum, bu ayrılık büktü senin belini
Benim için, akranlarım öpsün elini
ANNE bayramınız mübarek olsun
Hayat denen zincirinin çengeline yapıştık.
Günlerdin hep hayaline bakıştık.
Biz ikimiz aynı doruktan yetiştik.
GARDAŞ bayramınız mübarek olsun
İlimden ayrıldım, düşmanlarım gülmekte,
Zalim yokluk, attı beni gurbete
Ayrılan kavuşmaz mı? Dönerim kısmetse
EŞİM bayramınız mübarek olsun
Bilmem ki bu feleğin garazı bana mı?
Seversen mevlayı, üzme sen ananı
Belki birgün hatırlarsan babanı
EVLAT bayramınız mübarek olsun
Hayalimden çıkmıyor, gördüğüm düşler
Gurbette başıma geldi.Her türlü işler
Dostun yanında bahar olur kuşlar
DOSTLAR bayramınız mübarek olsun
Köyüm Dişli Kasabası,Bolvadin kazası
Gurbetçilikmiş alnımızın yazısı
Bütün dileğim hakta ala rızası
İLÇEM bayramınız mübarek olsun
Kaymağıyla ünlü Afyon’dur ilim
Fidanken solmağa yüz tuttu gülüm
Daha neler yazacaktım, varmadı elim
İLİM bayramın mübarek olsun.
Hacı Mehmet Ali Özkaran
LÜGATÇEMİZ
Normale BERENAĞRI,haylaz kıza MOĞANNI
Kaşkola DOLAĞI,kibrite EZZAĞI derler bizde!
Kırmızıya RUBBAN,memura AVAN
Gayriye GAYLAN,eğer bağına GOLAN derler bizde!
İşarete BELLEK,ham kavuna KELEK
Buzağıya BÜCÜK,köşeye BÜCEK derler bizde!
Ateşe CISS,tavuğa KIŞŞ
Merkebe ÇÜŞŞ,rüyaya DÜŞ derler bizde!
Terliğe EDİK,kirli suya ÇİRK
Şaşkına EPESEK,hannime KULAĞI GEVŞEK derler bizde!
Yanağa DULUK,hindiye CULUK
Tembele ULUK,azığa YOLLUK derler bizde!
Azraile CANALICI,kızınca FANILEYASI
Şakaya HORATA,asiye HORAVI derler bizde!
Açgözlüğe GANDAK,gölgeliğe ÇARDAK
Beceriksize EMSİZ,haylaz kıza ÇITLAK derler bizde!
Küçük testiye BODUŞ,su kabına YALAK
Musluğa GURNA,büyük gözlüğe FASLAK derler bizde!
Bedduaya İLEŞ,akrana HENDEŞ
Kiracıya GİRİNTİ,gırgıra KERÇ derler bizde!
Üşümeye BUYMAK,mahalleye OYMAK
Avuç dolusuna HAPAZ,pençeye CIYNAK derler bizde!
Kabaya GUBAT,iltifata SOMAT
Pek güzele MUMAK,toprak kaba ÇANAK derler bizde!
Büyük leğene TEŞ,harmanda kalana ÇEŞ
Uzağa FİNNARIN DİBİ,yeni geline EYSİKLİ derler bizde!
Yalnızlığa ELKİT,bisiklete VELESBİT
Hızlıya DIZIK,koşmaya SEYİRT derler bizde!
Yaramazlığa ŞİRNEME,külbastıya KÜLLEME
Yalana KITİR,dokunmaya ELLEME derler bizde!
Hastalığa SIRECA,fiskeye DINGA
Hamur tahtasına SENİT,bardağa GUPA derler bizde!
Patlıcana BADILCAN,domatese TOPALAK
Lahanaya KELEM,patatese KUMPİL derler bizde!
Temiz ete MUSMUL,sucuğa KUMBAR
Geçersiz söze MESMUL,ahirete NANELET derler bizde!
Hamur kesiciye EYSİRAN,tavaya DIĞAN
Ocak bezine DUTAĞEŞ,yufka tahtasına BİŞİRGEŞ
Yetersize GIT,paçavraya ÇAPIT
Yanağa AVIRT,yaşlıya TIRIT derler bizde!
SÜLEYMAN KARAER
KÖYÜM
Paşaköyü’nde buz gibi su içsem,
Yazın haşhaş tarlasına düşsem,
Karacalaryeri’nde ekin biçsem,
Toprağına kurban olam Dişli’min…
Mevlicek’in elmalarından tatsam,
Çıkıp “Tepe”sine bir nara atsam,
Karapınar’ında mısır patlatsam,
Yeşiline hayran olam Dişli’min
Evaltı’nda biberini toplasam,
Cıbalak’ı hasat olup kaplasam,
Bir yerine kırk alınca hoplasam,
Tavasında aş olayım Dişli’min…
Gökkaya’sında güvercin avlasam,
Yaylasında ilkbaharın yaylasam,
Arapdede’sine çaput bağlasam,
Havasına hayran olam Dişli’min…
Topraklıktan çocuk toprağı kazsam,
Gençleriyle “İndere”sinde tozsam,
Üçhöyük’ün efsanesini yazsam,
Yollarında taş olayım Dişli’min…
Taşlıhöyüklerde patates söksem,
Yerlerine güzlük fasulye eksem,
Dokuz dönümünde bostan beklesem,
Göklerinde kuş olayım Dişli’min…
Kocayar’ında biraz tarla sürsem,
Sarıyer’inde araba devirsem,
Kırık minareye ekmek götürsem,
Sıcağında kavrulayım Dişli’min…
Çifte camisinde cumayı kılsam,
Ceviz ağacından cevizler alsam,
Ölünceye kadar köyümde kalsam,
Toprağıyla toprak olam Dişli’min…
Osman, köyünün güzelliği bitmez,
Eşlerin, dostların gözünden gitmez,
Sensiz Dişli’nin bülbülleri ötmez,
Güllerine kurban olam Dişli’min…
Osman ŞİŞİK
GÜZEL DİŞLİM
Adını alırsın azgın çobandan
Ekmeğini çıkartır, pulluk sabandan
Selam yollarsın Akçal babamdan
Sularına doyum olmaz güzel dişlim
Paşa köyünde var öksürük deliği
Biraz yukarısı Gökkız deliği
Taşı atar atmaz tuttum dileği
Dağında gezilir güzel Dişlim
Merhum Mustafa Özkaran(Danacı)
MÜ'MİNİN DUASI
Selam verdim zengine rüşvet sandı
Hepsi böylemidir diye yüreğim yandı
Sağ elin verdiğini sol el kıskandı
Kendinden başkasına muhtaç etme Allah'ım
Bütün kuşların bir yuvası var
Garip kuşun yuvasını Allah kurar
Senin hazinende daha çok var
Bir yuvada bana ver Allah'ım
Bülbülün hoşuna gider mi? her gül
Her şeyin en iyisini ister bu gönül
Sevmediğim kollarda geçer mi bir ömür
Gönlüme göre bir yar ver Allah'ım
Dünya meyvesi onlarsız olmaz hayat
Eğer yok ise ömrün geçmiş hey hat!..
Her neslin devamına gereklidir evlat
Bizlere hayırlı evlatlar ver Allah'ım
Nicelerini gördüm paraya taparlar
Üç günlük dünya için Ahiretini yıkarlar
Kimileride yaşamaktan bıkarlar
Az verip gezdirme, çok verip azdırma Allah'ım
Sevgi dolu gözler hepsi bana bakarlar
İyi günümde el üstünde tutarlar
En çok sevenlerim bile bir gün bıkarlar
Ele avuca düşmeden al beni Allah'ım
Hatalı kullarını sen yarattın diye seveyim
Resülün yoluna öl de öleyim
O kutsal topraklara yüz sürmektir dileğim
Sen büyüksün, nasip eyle Allah'ım
Kendim yazdım kendim söyledim
Şu gurbet elleri mesken belledim
Nice zevki safaya boyun eğmedim
Sende Ahirette yüzümüzü güldür Allah'ım
Hacı Mehmet Ali Özkaran
AĞLASIN
Dün Azrail görücü geldi bana
Ecel için, talibim dedi tatlı canına
Herkes hakkını Helal etsin bana
Sevenlerim tabutuma güller bağlasın
Analar, babalar, halalar ağlasın
Kızmayın bana gerçekleşti düşüm
Sebebi yağlı ip, yada bir kurşun
Azrail avcı olmuş, suçu ne kuşun
Ne olur nedenini kimse sormasın
Ablalar, abiyler, yengeler ağlasın
Herkes evli kol kola gezer
Görevli melekler, günah sevap yazar
Ecelle Nikahım () Şubat 2005 pazar
Bu acıya nasıl canlar dayansın
Amcalar, dayılar, teyzeler ağlasın
Hak razı olsun bütün kulundan
Her canlı nasibini alacaktır ölümden
Hep olgun meyve düşmez ya dalından
Ahirete gidiş bu herkes el sallasın
Ebeler, dedeleri çocuklar ağlasın
Dikenli yaratmış yaradan, suçu ne gülün
Her tarafa döner, kemiği yok dilin
Boyun eğmek gerek geldiyse ölüm
Dostlar gelsin çenem bağlasın
Ağaçlar, dallar, yapraklar ağlasın
Hak vergisidir kurnazlık tilkiye
Cana talipmiş sorulurmu Ülkü'ye
Ecelle nikahım hayırlı olsun ülkeye
Ben soldum başka güller solmasın
Gelinlik kızlar, koç yiğitler ağlasın
Varsın gül benzim sararıp solsun
Kimsenin suçu yok, and olsun
Abiyim eliyle beni mezara koysun
Hakkı seven bana bir fatih yollasın
Eşler dostlar, kurtlar, kuşlar AĞLASIN
Hacı Mehmet Ali Özkaran
|
TEMİZLİK
"Temizlik imanın yarısıdır"
Diğer yarısı Amentü'de saklıdır
"Temizlik imandandır"
Temiz olmayanın vay haline!
Beden ruh temizliği,
Bir de çevre temizliği,
Direklerde, duraklarda afişler, ilanlar,
Şişeler, izmaritler, maskeler...
Çöpler, çöpçüler, temizlik işçileri...
Sabahın erken saatleri.
Bidonların içi boş, dışı dolu.
Nedir, virüsten kurtulmanın yolu?
Virüs ona kor(ateştir)
Virüs ona kor (koyar, hastalık, ölüm acı)
Koronavirüsten kurtalmak için;
Temiz ol, Maske tak, Mesafeye bak!
Tamam mı ?
Osman Şişik 15/01/2021
BELİRDİN
Ufukta savrulan en keskin nokta da belirdin
Gönül evime kor gibi düşüp yanan alevdin
Ölüm saçan güzelliğinle kalbime saplandın
Çarem sendin ama başka aşk sürgünün de kaldın
Ansızın karşıma çıkıpta kayboluşun nere
Kaptırma kendini yalan sevdadan akan sele
Beni belli ki kazanmış sanıyorsun kendinde
Unutma en sevdiğimiz bile gider ölümle
Gün gün gece gece sessiz sessiz ağlayışımla
Her damla akan yaşın hesabı artık canımla
Aşık olamam bir faili meçhulum sevdaya
Engin yüreğim mesafe kor bilinmez çoşkuya
Şansın tutmaz çekilmez akan suya karşı kürek
Israr etme talibin olamaz artık bu yürek
En uzun serüvenlerden döndüm son dergahıma
Bir bir sabredişle çileyi ekledim namıma
Duygunu yitiripte kalmışsın aşka fukara
Gönlünü çıkarmışsın sevda sandığın pazara
Düşmem artık aşkın yalandır benim nazarımda
Ve de hiç bir etkin kalmadı varımda yoğumda
Reva mı gözüme baka baka yalan söylemen
En büyük mutluluğun senin doğru yola gelmen
Bir bilsen canım nelerden kaçtım ben yıllar yılı
Bazen serde avuttum bazen yalanla bu canı
Zira hayal kadar yakın gerçek kadar uzaksın
Sana tek cevabımdır bu yaşam kadar yalansın
Ne eğril ne de doğrul sadece çıkma karşıma
Görmezsem seni belki de gelmezsin hatırıma
Ufukta savrulan en keskin nokta da belirdin
Gönül evime kor gibi düşüp yana alevdin
Ali İhsan GÜRKAN - 2014
BAHAR SEVİNCİ
Bahar sevinciyle mutluyum bu gün
Bir kış daha anılar da kalıyor
İşte yine karlar topraktan sürgün
Sürülerle göçmen kuşlar dönüyor
Etkisi nedir mevsimin kadere
Kış soğuk bahar sıcak mı ki diye
Duygular mevsimlerin etkisin de
Ömür dünyadan geçiyor biçare
Bir cumartesi sabahı bahar da
Ne güzel oluyor gezmek kırlarda
Bir de soğuk su içmek pınarlarda
Yaşarsın hayatı hayat tadında
Baharda yağmur altında ıslanmak
Öyle bir duygu ki anlatılamaz
Sonra güneşin altında kurumak
Hiç bir derdin tasan kederin kalmaz
Sen uyuma uyan artık bahara
Merhaba de gelen göçmen kuşlara
Mutluluk fısılda esen rüzgara
Sevincin karışsın bütün doğaya
Benim sevincim bu böyle baharda
Teselli ararım ben bu mevsim de
Mutlu olmak dileği yarınlarda
Sevmek başkadır bahar mevsimin de
Ali İhsan GÜRKAN - 2013
ANNEM
(Bu şiirimi Annemin şahsında
bütün annelere hediye ediyorum)
Ne güzel ninniler söylerdin bize,
Masal anlatırdın yatırıp dize,
Layık olamayız ne yapsak size,
Cennet ayağının altında annem.
Aylarca karnında taşıdın durdun,
Bizim için ne güzel hayaller kurdun,
Kardan beyaz ak sütünle doyurdun,
Cennet ayağının altında annem.
Kundaktan çıkarıp yürüttün bizi,
Hiç ayırt etmedin oğlanı ,kızı,
Bizim için görmedin baharı,yazı,
Cennet ayağının altında annem.
Bizim için uyku görmedi gözün,
Her an kulağımda o tatlı sözün,
Hayalimden gitmez o güler yüzün,
Cennet ayağının altında annem.
Her birimiz bir köşede bucakta,
Toplanırız yine aynı ocakta,
Özlemim var o sımsıcak kucakta,
Cennet ayağının altında annem.
Yürümekten tut da koşmaya kadar,
Çok şeyler öğrettin bugüne kadar,
Yüce Peygamberin dediği kadar,
Cennet ayağının altında annem.
Nerede düşünsen nerede ansan,
Ana imiş ana en güzel insan,
Hakkı ödenemez ne kadar yansan,
Cennet ayağının altında annem.
Çok çileler çektin çok çileler sen,
Ne kadar yazsam da anlatamam ben,
Bu fani dünyadır ölen ancak ten,
Cennet ayağının altında annem.
Sami SOLMAZ
Anafartalar Anadolu Lisesi Müdürü
Afyonkarahisar - 2006
ÖĞRETMEN GİBİSİ VAR MI?
Öğretmenin sevgisi yüreğinde
Sıcacık gülümseyişi vardır yüzünde
İyilik güzellik doludur gönlünde
Öğretmen gibisi var mıdır bu dünyada?
Hem annedir hem baba
En zor gününde olur yanında
Onun gibisi dertlere deva
Öğretmen gibisi var mı bu dünyada?
İnsana hayatı sevmeyi öğretir.
Doğru güzel sözler söyletir.
Öğretmenlik kutsal bir vazifedir.
Öğretmen gibisi var mıdır bu dünyada?
Öğretmek için bir tek kelimeyi
Çırpınır kuş gibi yüreği
Tek dileği öğrencinin geleceği
öğretmenler gibi var mı bu dünyada?
ZAHİDE ÖZTOPRAK
Bolvadin Anadolu İmam-Hatip Lisesi
ÖĞRETMENİM
Öğretmenim bilmediğim sendedir,
Bütün bilgi , bütün ilim sendedir,
Dünya,güneş , bütün alem sendedir,
Yokluğun acıdır , duy öğretmenim.
Okulda o ilk gün bayrak çekerken,
İstiklal Marşımız semalara çıkarken,
Atatürk deyip tüm gözlere bakarken,
Yokluğun acıdır , duy öğretmenim.
Konuşmayı ,dinlemeyi öğretin,
Bizi şimdi kendimize benzettin,
Bizi adam edesiye ne çektin,
Yokluğun acıdır , duy öğretmenim.
Derdimize acımıza ortaktın,
Gönlümüzün ateşini sen yaktın,
Rüzgar gibi estin, su gibi aktın,
Yokluğun acıdır, duy öğretmenim.
Yaramazlık yapıp seni üzerdik,
Sen olmazsan haylaz haylaz gezerdik,
Çok şeyleri unuttuk bak şimdiden,
Yokluğun acıdır, duy öğretmenim.
Hani o gidişin var ya... aniden,
Sokaklara döktün bizi yeniden,
Çok şeyleri unuttuk bak şimdiden,
Yokluğun acıdır , duy öğretmenim.
Çok çileler çektin bir oh demedin !
Derdini, acını hiç söylemedin,
Hasta olsan bile hissettirmedin,
Yokluğun acıdır , duy öğretmenim.
Dünya için güneş neyse öylesin,
Çölde su gibisin inan böylesin,
Dinle, seni öğrenciler söylesin,
Yokluğun acır, duy öğretmenim.
Kıymetini bilmeyene sözüm var,
Gününüze gelmeyene sözüm var,
Sizin ile gülmeyene sözüm var,
Yokluğun acıdır, duy öğretmenim.
Öğretmenim, kutlu olsun gününüz,
Dünyalara yayıldı bak ününüz,
Sizler ile açıldı gözlerimiz,
Yokluğun acıdır, duy öğretmenim.
Sami SOLMAZ
Anafartalar Anadolu Lisesi Müdürü
Afyonkarahisar - 2006
YİĞİDİM
2000 yılının, Temmuz sonunda
Dört silah sesi, gecenin 10’unda
İki ceset bir odada
Hiç görgü şahidi yok yiğidim.
O anda zaman, saniye durdu.
Savcı polis İSKİ’ye geldi.
Seni vuran, kendini de vurdu
Bunun hikmeti nedir, yiğidim
Saat yirmide göreve gittin
Cıvan gibiydin, eridin bittin
Kazaya mı? Cinnete mi? Kurban gittin
Bir Allah, bir sen biliyorsun yiğidim.
Oğlum yok idi, oğlum derdim sana
Boyamışlar al kızıl kana
Daha oğlun küçük, ne deyim ona
Kalkta söyle, söyle bana yiğidim
Cesetler alınıp, adli tıpa getirildi
Acı haber Dişli’ye iletildi.
Yetimin çocukları, yetim kaldı denildi
Bu acı bizleri yıktı yiğidim
Tüm mahlükat, rıskının peşinde
Hak’ta Allah rızası var, ekmeğinde aşında
Şehit edildin görevinin başında
Bunun sebebi bilinmiyor yiğidim
Bırak dünyayı, kendi halinde gitsin
Martılar toplanıp, yasın tutsun
Yıldızlar inipte elin öpsün
Şehidin eli öpülmez mi? Yiğidim
Köyde aynı gün, 2 genç toprağa verildi.
Kız intihar etmiş, genç vurulmuş denildi
Şenlikler, düğünler tehir edildi
Bütün köy yasta, kalkta gör yiğidim
Ömründe fitne, ficir bilmezdim
Düşmanın bile olsa, kin gütmezdin
Hayatta büyüklerinin, önünden geçmezdi.
Ölümde öne geçtin, oldu mu? Yiğidim
Acıya gark oldu, soyunun soyu
Bu olay karanlık, sanki kör kuyu
Hani eşine söz vermiştin, bir ömür boyu
Yarı yolda bırakmak, var mı? Yiğidim
Acımasız dünyada boyunca gülemedik
İşe gönderdik seni, dönmeyeceğini bilemedik
Helâllaşmaya bile fırsat bulamadık.
Bizlere hakkını helâl et yiğidim
Daha 26 yaşında, hayatın sonu
Söyle, hangi adalet hoş görür bunu
İşin acısıda samimi arkadaş kurşunu
Yaptığın iyiliklerin, karşılığımı bu yiğidim?
Kurşun sebep, ölüm geldi genç cana
İsmini yazdım arabama, ön cama
Selam göndermiştim, babama, amcama
Selamım yerine ulaştı mı? Yiğidim
Çok kısa kaldın, şu yalan dünyada
Nice hayallerin vardı, eremedin murada
Babamla amcalarım karşılasın, seni orada
Doya doya sarıl onlara, orada yiğidim
Hep gözümün önünde, canlı hayallerin
Babamla amcalarım, canlarımdı benim
Kavuştun onlara, şansın var senin
Benim için, onların elini öp yiğidim.
(Merhum Mehmet Ali Özkaran(Paşa) 'a itafen yazılmıştır.)
Hacı Mehmet Ali Özkaran
DİŞLİM
Macur Mahallesinin çesmesi
Ne hoş olur içmesi
Çok üzüntü yaratıyor
Öbür yardan geçmesi
Dişli’den hiç geçtin mi?
Soğuk suyunu içtin mi?
Dostlarını iyi seçtin mi?
Gel de gör yeşil Dişli’mi
Dişli derlerde yeşillik içi
Güzeller sallarlar saçı
Güzel olur Dişli Sporun maçı
Gel de gör yeşil Dişli’mi
Köyünde güzel ezan okunur.
Okundukça yüreğine dokunur.
Camisini bin bir kişi doldurur.
Gel de gör yeşil Dişli’mi
Güzel Dişli’m kurban olam çarşına
Girişinde çıkar minaresi karşıma
Dayanamadım gitti, bulgur aşına
Gel de gör yeşil Dişli’mi
Benim Dişli’m Özburun’a yakın
Kötü niyetle bakmayın sakın
Ezan okunuyor camiye koşun
Gel de gör yeşil Dişli’mi
Mevlicek’te koyun eğlenir.
Taşlı tepesinde tavşan avlanır.
Kör kuyuya giren huylanır.
Gel de gör yeşil Dişli’mi
Dolavıda akar buz gibi suyu
Çok güzeldir Dişli’min huyu
Haşhaşlı ekmeği içirir suyu
Gel de gör yeşil Dişli’mi
Paşa Dağında keklikler öter
Garip garip ötme keklik yeter
Benim derdim senden de beter
Gel de gör yeşil Dişli’mi
Paşa Köyünden Saracığa geçersin
Birde soğuk suyunu içersin
Dertleri unutup vaz geçersin
Gel de gör yeşil Dişli’mi
Dişli’ye hiç uğradın mı?
Marul ve soğan doğradın mı?
Şepitle bir güzel kavradın mı?
Gel de gör yeşil Dişli’mi
Bozukta her çeşit meyvesi biter
Yemekle bitmez herkese yeter
Konyalının Emin’den bir selam yeter
Gel de gör yeşil Dişli’mi
Köprü başındadır belediye binası
“Dişli çoban”dır kurucusu Anası
İsmini ondan alır büyük manası
GEL DE GÖR YEŞİL DİŞLİ’Mİ
Şevket DALDAL
BUGÜN BEN KÖYÜMDEYİM
Bugün bakma gözlerime
Çünkü ben bende değilim
Dalmışım bir Hülyanın içine
Bilmem nerede ben kendimde değilim.
Köyümün sokaklarında
Gençlik yıllarımdayım bugün
Tüm diriliği ve canlılığıyla hayatın
Yine bağrına basıyor beni Dişlinin sıcaklığı
Hüzünleri var bir birinden acı
Mutlulukları var bir birinden tatlı
Saracık, Karacalaryeri, Kapaklı
İnanın dostlar hayalimde hep saklı.
Ahmet Aksoy
DİŞLİM
Seni gördüm bugün rüyamda
Yine hasret dolu dağların DİŞLİ
Bilmem nasip olur gezermiyim
Özlem dolu bağların DİŞLİ
Mevlicek Paşaköyü Yayla
Doyulurmu senede bir bakmayla
Güzel memleketim Vatanım benim
Gelin hep beraber kıymetin bilelim.
Ahmet AKSOY
|