Mustafa Okumus - Disli Kasabasi - 07/07/2013,10:09:10 PM
Israfsiz Ramazan
ikigunbirdegil (gunluk@2g1d.com)Schedule cleanup 12:40 AM Newsletters
To: mustafaokumus2@hotmail.com
7 Temmuz 2013 28 Saban 1434
Israfsiz Ramazan
Cenâb-i Hak buyuruyor:
“…Gereksiz yere saçip savurma. Zîrâ böylesine saçip savuranlar, seytanlarin dostlaridir. Seytan ise Rabbine karsi çok nankördür.” (Isrâ, 26-27)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Iktisatli davranip israftan uzak duranlar, kimseye muhtaç olmazlar.” (Ibn-i Hanbel, I, 447)
Peygamber Efendimiz (sav), yeme-içmede uyulmasi gereken ölçüyü ve bunun sihhat üzerindeki büyük tesirini ne güzel hulâsa etmislerdir:
“Hiçbir insan, midesinden daha tehlikeli bir kap doldurmamistir. Hâlbuki kisiye, kendisini ayakta tutacak birkaç lokma yeter. Sayet bir kimsenin mutlaka çok yemesi gerekiyorsa, midesinin üçte birini yemege, üçte birini içecege, üçte birini de nefesine ayirsin!” (Tirmizî, Zühd, 47)
Asr-i saâdetteki su hâdise de, yeme-içmede bu nebevî düsturlara riâyetin bereketini ne güzel ifade etmektedir:
Iskenderiye Mukavkisi, Peygamber Efendimiz’e pek çok hediye ile birlikte bir de doktor göndermisti. Efendimiz (as), doktora:
“−Âilenin yanina dönebilirsin. Çünkü biz acikmadikça yemeyen bir kavmiz. Yedigimiz zaman da doyuncaya kadar yemeyiz.” buyurdu. (Halebî, Insânu’l-Uyûn, III, 299)
Iste bu nebevî beyanlar, asrimizdaki asiri tüketim furyasinin ve israf çilginliginin yol açtigi birçok hastaliklarin tedâvî reçetesini ihtivâ etmektedir. (Osman Nûri Topbas, Öyle Bir Rahmet ki, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’in En Güzel Isimleri)
Misir’da geçtigimiz yil yapilan seçimlerde %51.73 oraninda oy olarak Cumhurbaskani seçilen Muhammed Mursi bir darbe ile görevinden uzaklastirilmistir.
Bu darbe Muhammed Mursi’nin sahsina karsi degil Misir halkinin iradesine karsi isletilen bir süreçtir.
Varlik sebebi ülke güvenligi olan silahli kuvvetler Islam cografyasinda alisilageldik bir oyunun bir kez daha enstrümani olmaktan kaçinmamislardir.
Misir Ordusu halkin seçimlerde gösterdigi irade beyanina ragmen kendi halkina karsi bir tavir ortaya koyarak yönetime el koymustur.
Bu hukuksal hiçbir dayanagi olmayan ve ordunun elindeki silahlarin potansiyel imha gücünü bizzat halkin iradesine karsi kullanmasiyla ortaya çikan kabul edilemez bir durumdur.
Halkin iradesine ragmen ordunun cumhurbaskani atama yetkisi yoktur. Halkin iradesine ragmen ordunun hükümet olusturma yetkisi yoktur.
Bir kisik muhalefetin seçimlerle is basina gelmis yönetimin bir darbe ile görevden uzaklastirilmasini desteklemesi ise bir acizliktir.
Misir Cumhurbaskani Mursi’nin muhalefete bir mutabakat hükümeti kurma çagrisinda da bulunmus olmasina karsin sürecin bu sekilde isletilmesi irkçi emperyalizmin beklentilerine cevap verebilmek içindir.
Degerli Basin Mensuplari,
Genelde Islam cografyasinin birçok yerinde özelde Misir’da yasanan kaos ortami Büyük Ortadogu Projesinin isletilmesidir. Irak’ta, Suriye’de ya da Islam cografyasinin bir baska ülkesinde yasanilan kaos ortami, gerilimler ve çatismalar münferit birer olay olarak degerlendirilemez.
Misir maalesef Bati Kulübünde yer alma sevdasi içresinde olan bizim ülkemizin yöneticilerinin izledigi yanlis politikalar ve yönlendirmelerin etkisinde kalarak yalnizliga itilmistir. ABD’nin kuyrugunda dolasan bir takim körfez ülkelerinin ya da petrol kralliklarinin Misir halkinin iradesine sahip çikilmasini saglayacak yaptirimlari mümkün degildir.
ABD, AB ve irkçi emperyalizmin distribütörü olan diger ülkeler Arap Bahari denilen süreçte Misir’a dost görürken Misir’i hem ekonomik açidan faizci küresel sisteme entegre etmeye çalismislar, hem de dis politikada da farkli Müslüman ülkelerle cephelesmeye itmek için ugrasmislardir. Ayni ülkeler simdi olup bitenler karsisinda sessiz kalmayi tercih etmislerdir.
Bölgede yasanilan gelismelere baktigimizda irkçi emperyalizm Müslümanlarin yasadigi ülkeleri hem birbirlerine karsit cepheler haline getirirken hem de o ülkelerin her birinde mezhepsel ve etnik farkliliklari kullanarak iç savasa uygun bir ortam olusturulmustur.
Bu çatisma ve gerilim ortaminin etnik kökeni ve mezhebi ne olursa olsun Islam cografyasinda yasayan hiçbir insana fayda getirmeyecegi açiktir.
Islam Ülkelerinde yasayan halkin irkçi emperyalizmin demokrasi, özgürlük, insan haklari kavramlarinin ardina gizlenerek yaptigi bir takim ayartmalari algilayamamalari sonucu siddet içeren olaylara yönelmelerinin kendilerine bir fayda getirmeyecegi de açiktir.
Degerleri Basin Mensuplari,
Hangi renkten, irktan ya da dil grubundan olursa olsun Müslümanlarin ve Islam Ülkelerinin irkçi emperyalizmin tasallutundan kurtulmalari için kendi baslarina hareket etmek yerine birlik içerisinde olmalari gerekmektedir.
ABD, AB ve Israil’in çikarlari dogrultusunda her türlü isbirligine açik sivil ya da askeri yönetimlerin bu cografyaya huzur getirmesi mümkün degildir.
Islam cografyasinda yasayan etnik ya da mezhepsel topluluklar karsitlik ve çatismaya degil, etkilesim ve onarima dayali bir yöntem gelistirmelidirler. Aksi halde akan kan ve dökülen gözyasi Siyonizmin Büyük Israil Projesini besler.
Irkçi emperyalizmin sapkin degerlerinin taseronlugunu yapan liberallerin ve ilimli Islam savunucularinin kanatlari altinda bölgenin huzura kavusamayacagi ortadadir.
Türkiye bölge ülkelerine laiklik çagrisi yerine kardeslik çagrisi yapsaydi ve D-8’i daha etkin bir konuma getirmenin gayreti içerisinde olsaydi ABD, AB ve Israil bölgeye bu kadar rahat müdahil olamazdi ve Misir’da böyle bir süreç yasanmazdi.
Özelde Misir halki, genelde Islam cografyasindaki tüm halklar, siyasi olusumlar, sivil toplum kuruluslari ve ülke halklarinin birer parçasi olan silahli kuvvetler mensuplari sagduyu ile hareket etmeliler. Bir insanin haksiz yere ölümüne sebep olmanin hesabini kimse veremez.
Özelde Misir’da genelde Islam cografyasindaki tüm Müslüman topluluklari ümmet olmanin suuru ile hareket etmeye davet ediyoruz. Etnik ve mezhepsel çatismalardan, gücü ve kuvveti hakkin üstünlügünün önünde gören davranislardan uzak durmaya çagiriyoruz. Misir’da seçim sürecini isletebilmek ve normallesmeyi saglayabilmek için Mursi’nin teklifi olan Milli Mutabakat Hükümeti’nin kurulmasi acil çikis yoludur.
Degerli Basin Mensuplari,
Yeryüzünde tüm insanlarin yasama hakkini, inanç ve düsünce özgürlügünü, mülkiyet edinme hakkini, aile degerlerini teminat altina alan; iskence ve baskinin her türlüsüne karsi çikan ve hakki üstün tutan bir anlayisa ihtiyaç vardir. Bu anlayisla hem Islam cografyasinda hem de dünyada yeniden tesis edilebilecek bir baris ortami hem Müslümanlarin hem de farkli dinlere mensup insanlarin birlikte yasayabilmesinin yegâne yoludur.
MEVLÜT ÜYÜMEZ
Anadolu Gençlik Dernegi
Afyonkarahisar Sb. Baskani
selçuk guvenir - eski bir IStanbul dan - 24/06/2013,5:05:19 PM
GIDENLERE
Sabahin er vaktinde
Aldi ögününü çikti evinden
Derdi ekmek parasi
Ecel durdu yolunda
Alnina yazildi bir yazi
Bahane kiraz di
Bu zalim yollar
Disli min cigerini yakti
Üç ana bir fidan
Yakti gittiler buradan
Selçuk der ki kalanlara
Sabir versin Yaradan
Mustafa Okumus - Disli Kasabasi - 17/05/2013,8:13:57 AM
17 Mayis 2013 7 Recep 1434
Toprak Gibi Mütevâzî Ol!
Cenâb-i Hak buyuruyor:
“Kibirlenip de insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Zira Allah, kendini begenmis övünüp duran kimseleri asla sevmez.” (Lokman, 1
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez” (Müslim, Îmân, 147-149; Tirmizî, Birr, 61/199
Ebû Zer (ra)’den rivâyet edildigine göre Nebiyy-i Ekrem (sav) söyle buyurdu:
“Üç sinif insan vardir ki kiyamet günü Allah onlarla konusmaz, yüzlerine bakmaz, onlari temize çikarmaz. Hem de onlar için elîm (can yakici) bir azap vardir.”
Râvî dedi ki:
Rasûlullah (sav) bu cümleyi üç kere tekrarladi. Sonra Ebû Zer (ra):
“–O hâlde bu kimseler tam bir mahrumiyete ve hüsrana ugramislardir. Onlar kimlerdir, ey Allah’in Rasûlü?” diye sordu.
Rasûl-i Ekrem (sav) de:
“–Elbisesini kibirle yerlerde sürüyen, yaptigi iyiligi basa kakan ve yalan yere yemin ederek ticaret malini iyi bir fiyata satmaya çalisandir” cevabini verdi. (Müslim, Îmân, 171. Ebû Dâvûd, Libâs, 25/4087; Tirmizî, Büyû’, 5/1211; Nesâî, Zekât, 69; Büyû’, 5; Zînet, 103; Ibn-i Mâce, Ticârât, 30)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’in En Güzel Isimleri)
es-Sehîd: Hiçbir sey kendisine gizli olmayip her seye sâhit olan, her zaman ve her yerde hazir olan, ahirette de herkese halini bildirecek olan zat demektir.
Kisa Günün Kâri
Hz. Mevlânâ der ki:
“Bahar mevsiminde bir tas yeserir mi? Toprak gibi mütevâzî ol ki senden renk renk güller ve çiçekler yetissin!..”
Lügatçe
mütevâzî: Alçakgönüllü.
râvî: Rivayet eden, söyleyen, hikâye eden, anlatan.
"Iki Gün Bir Degil" mail servisi bir ALTINOLUK hizmetidir.
www.2g1d.com
Hergün düzenli olarak gönderdigimiz maillerimizin önemsiz kutunuza düsmemesi ve ya ulasmamasi sorununu önlemek için lütfen gunluk@2g1d.com mail adresimizi adres defterinize ekleyiniz. Nasil yapildigini ögrenmek içinTiklayiniz.
Bu mail düzgün bir sekilde görüntülenmiyorsa lütfen tiklayiniz
Bir daha mail gönderilmesini istemiyorsaniz lütfen tiklayiniz.
Duaniz kabul, ameliniz makbul hizmetiniz daim olsun. Saadetiniz kaim olsun. Kandiliniz kutlu olsun.
veysel aksoy - istanbul - 16/05/2013,3:05:47 PM
Regâib, arapça bir kelimedir ve "rega-be" kökünden gelmektedir. "Rega-be", kelime olarak, herhangi bir seyi istemek, arzulamak, ona karsi meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. "Regîb" kelimesi ise, "regabe"'den türemis olan bir isimdir ve kendisine ragbet edilen, arzulanan, taleb edilen sey demektir. Müennesi, "regîbe"dir. "Regîbe"nin çogulu da "regâib" dir. Kelime olarak "Regâib"in asli budur. KANDILINIZ MÜBAREK OLSUN...
hatice tekes - ISTANBUL - 12/05/2013,6:07:38 PM
Anneler Günü
ölüm denilen seyin yüzü soguk gelmiyor artik...
Öyle ucuzlamis ki can pazari; ölen masum çocuklar, evet çocuklar,
minicik ellerinde kan ölüme ragmen gözlerindeki umut, nur yüzlerindeki aci tebessüm...
Güzel günler beklerken; aniden gelen kalles bir ölüm...Onlar bile acitmiyor mu içimizi.
Küçücük benlere sikilan kursun günahsiz kalpleri korkuyla çarparken onlara bunu yapan namertten ne farkimiz kaldi acimiyorsa için. Aglamak yetmiyor bazen
hele yazik demek hiç çare degil dertlerine. El uzatmak gerekir kan bulasmis küçük ellere. Onun kadar yürekli olabilir misin? Ona yardim için. Yoksa rahatin biraz bozulur diye süpen mi var içinde. Bazen küçücük bir eli tutmak kocamak bir yürek ister. Bu yürek var mi bizde? Bir ana ki; yavrusu can çekisirken kucaginda sigar mi sizce dünyaya Yürek bin parçaya bölünmez mi o yasar mi yavrusu ölürken. Ana sevgi sefkat merhamet demek. Bazen de yavrun kucaginda ölürken bir o kadar dayanikli olmak demek. Dünyaya sigmazken küçük bir elde can bulmak demek. Ama bir seyler yapmak gerek. Birlik olmak... Küçücük kalpler korkuyla atmasin. minik ellere kan bulasmasin .Illa birileri ölecekse bu masum bir çocuk olmasin....
selçuk guvenir - eski bir IStanbul dan - 03/05/2013,10:23:59 PM
Mazideki zaferlerden kalmadi bir iz;
Döktügünüz kanlar oldu bir deniz…
Bir gün elbet yeni bastan birlestiririz:
Türkmen, Kirgiz, Uygur, Baskurt, Özbek, Kazagi.
TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ KUTLU OLSUN
Mustafa Okumus - Disli Kasabasi - 03/05/2013,8:55:54 AM
Kul Hakkina Riâyet
Cenâb-i Hak buyuruyor:
“Ey îmân edenler! Karsilikli rizâya dayanan ticâret hâli müstesnâ, mallarinizi bâtil (haksiz ve haram yollar) ile aranizda yemeyin…” (Nisâ, 29)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Süphesiz ki ümmetimin müflisi su kimsedir: Kiyâmet günü namaz, oruç ve zekât sevâbiyla gelir. Fakat suna sövdügü, buna zinâ isnâd edip iftirâda bulundugu, sunun malini yedigi, bunun kanini döktügü ve sunu dövdügü için iyiliklerinin sevâbi suna buna verilir. Üzerindeki kul haklari bitmeden sevaplari biterse, hak sâhiplerinin günahlari kendisine yükletilir ve neticede cehenneme atilir.” (Müslim, Birr, 59; Tirmizî, Kiyâmet, 2; Ahmed, II, 303, 324, 372)
Kul hakki yemenin, âhiretteki acikli âkibetini haber veren Allah Rasûlü (sav) söyle buyurmustur:
“Bir kisim insanlar, Allâh’in mülkünden haksiz bir sûrette mal elde etmeye girisirler. Hâlbuki bu, kiyâmet günü onlara bir atestir, baska bir sey degil.” (Buhârî, Humus, 7)
“Kimin üzerinde din kardesinin irzi, nâmusu veya maliyla ilgili bir zulüm varsa, altin ve gümüsün bulunmayacagi kiyâmet günü gelmeden evvel, o kimseyle helâllessin. Yoksa kendisinin sâlih amelleri varsa, yaptigi zulüm miktârinca sevaplarindan alinir, (hak sâhibine verilir.) Sayet iyilikleri yoksa, zulüm yaptigi kardesinin günahlarindan alinarak onun üzerine yükletilir.” (Buhârî, Mezâlim 10, Rikâk 4
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’in En Güzel Isimleri)
el-Gafûr: Kullarin günahlarini affederek örten, suçlarindan ve hatalarindan vazgeçip bagislayan, magfireti çok, af edisi sonsuz olan demektir.
Kisa Günün Kâri
Insanin hayatta hak ve hukûkuna en fazla titizlik göstermesi gerekenler ise, en yakinlarindan baslayarak anne-babasi, âilesi, hisim-akrabâsi, konu-komsusu, beserî münâsebetlerde bulundugu herkes, hattâ kendisiyle bir sekilde ilgisi bulunan bütün mahlûkattir.
“… Evet, insan ruhunu yenmek mümkün olmuyor. Dünyada hiçbir ordu bu kadar sürekli ayakta kalamaz. Sadece bugün 1800 sarapnel attik. Aylardan beri gece gündüz savas gemilerimiz mevzilerini bombaliyor. Son derece hirpalanmis Türkleri koruyan Cenab-i Allah’larindan ayirmak için baska ne yapilabilir!...” Müttefik Ordulari Baskomutani General Jean Hamilton Çanakkale ruhundan böyle bahsediyordu.
Yine Besinci Osmanli Ordusu Kumandani Maresal Liman von Sanders su cümlelerle Çanakkale destanini ifade etmistir:
“Bir asker için mutluluk denen bir sey varsa, Türk’lerle omuz omuza savasmaktir diyebilirim. Fakir insanlardi; bugday kirigindan yapilmis çorba en önemli yemekleriydi; sagliksiz su içerlerdi; çamur barinaklarda yatarlardi; fakat en modern silah ve araçlarla donanmis düsmanlarina karsi aslanlar gibi savasirlardi… Bu insanlarin kalplerinde sadece ve sadece ulvî bir vatan sevgisi vardir. Ölüme onlar kadar gülümseyerek giden bir millet ferdi daha göremedim” demistir. (Mehmed Niyazi Çanakkale Mahseri, Ötüken Yayinlari)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’in En Güzel Isimleri)
el-Mugnî: Kullarindan diledigini zengin kilan demektir.
Kisa Günün Kâri
Merhum Mehmed Akif ne güzel ifâde eder:
Ey sehîd oglu sehîd! Isteme benden makber;
Sana âgûsunu açmis duruyor Peygamber!..
Çanakkale Zaferinde sehid olan “Isimsiz Kahramanlarimizin” ruhlarina bir Fatiha okuyalim.
Mustafa Okumus - Disli Kasabasi - 01/03/2013,10:05:20 AM
Mü’minler Kardestirler!
Cenâb-i Hak buyuruyor:
"Mü'minler ancak kardestirler..." (Hucurât, 10)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
"Birbirinize kin tutmayiniz, hased etmeyiniz, sirt dönmeyiniz ve ilginizi kesmeyiniz. Ey Allah'in kullari, kardes olunuz. Bir müslümanin, din kardesini üç günden fazla terketmesi helâl degildir." (Buhârî, Edeb 57, 58, 62; Müslim, Birr 23, 24, 28, 30-32.)
Ortak vasiflari ve temel görevleri Allah'a kul olmaktan ibâret olan müslümanlar, bu vasiflarini korumak ve görevlerini yerine getirmek için bazi noktalara özel ihtimam göstermek zorundadirlar. Bu noktalarin basinda "kardeslik" kavramina ters düsecek duygulara kapilmamak, öylesi davranislarda bulunmamak gelir.
Bugz: Sevgisizlik, birilerine karsi içinden kin ve nefret duymak, düsmanlik beslemek demektir. Bu sebeple de bir müslümanin bir baska müslümana bugzetmesi, her seyden önce kardeslik kavramina ve duygusuna ters düser. Ancak bugz, tamamen dini kaygilar sebebiyle ve Allah rizâsi için olursa, o zaman sakincali olmaktan çikar ve olumlu bir anlam kazanir.
Haset: Baskasinin sahip bulundugu maddî mânevî bir degerin onun elinden çikmasini istemek demek olan haset, dilimizde kiskançlik kelimesiyle karsilanmaktadir. Bu mânada müslümanlarin birbirlerini kiskanmalari, çekememeleri, her birinin yekdigerinin imkânlarinda, malinda, mülkünde, mevki ve makaminda gözü olmasi, önce kardeslik hukukuna sigmaz, sonra da toplumda emniyet ve güven birakmaz. Aslinda iyice tetkik edilecek olursa, hasedin temelinde ilâhî takdir ve taksime itiraz etmek niyet ve anlaminin bulundugu görülecektir. Hasedin yasaklanmasinin belki asil sebebi de budur.
Kiskançlik ve çekememezligin ilk ve asil zarari, bu duyguya sahip olanlaradir. Baskalarinda bulunan nimetlerin onlarda kalmakla beraber, bir benzerinin de kendisine verilmesini istemek, arzu etmek yasak degildir. Bu tür duyguya gipta ve imrenme denir. Gipta, güzelliklerin artmasini temenni etmek anlami tasir.
Sirt çevirme: Bugz ve haset birer duygu idi. Sirt çevirmek ise, bu duygulara dayali olarak, düsmanlik olsun diye müslümanlara arkasini dönme, görüsüp konusmama, onlardan kopma demektir ve bu bir davranistir. Müslümanlarin birbirlerine arka vermeleri, destek çikmalari gerekirken, birbirlerine sirt dönmeye kalkismalari, elbette "kardeslik"le bagdasmaz. O yüzden de yasaklanmistir.
Iliski kesme: Maddî mânevî bütün iliskileri koparma, müslümanlarla ilgilenmeme demektir. Eskiler buna kat-i alâka derler. Kardesler arasinda, ciddî ve mesrû bir sebebe dayanmayan bir iliski kesme, çok ciddî mânada bir bozgun alâmetidir.
Küsme, konusmama: Çok farkli sebeplere dayali olarak insanlar birbirlerine kizabilir, küsebilirler. Ancak bunun makul ve mesrû bir sürede sona erdirilmesi gerekir. Bu süre hadîs-i serîfte en fazla üç gün olarak belirlenmistir. Üç güne kadar küs durmanin hiç bir sakincasi yoktur, sanilmamalidir. Onun da sakincasi vardir ama küsme olayi üç günü tasarsa, iste o zaman açikca "haram" sinirina girmis olur. Kisisel degil de tamamen dinî sebeplerle üç günden fazla küs durulabilir. Buna delil olarak, Tebük Seferi'ne mazeretsiz katilmayan Ka'b Ibni Mâlik ve arkadaslariyla, haklarinda âyet gelinceye kadar, Hz. Peygamber ve ashâbinin elli gün küs durduklari gösterilmektedir. (Riyâzü’s Sâlihîn, 6.Cilt, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’in En Güzel Isimleri)
el-Mukaddim: Arzu ettigini öne alan, ileri geçiren, yakinlastiran demektir.
Kisa Günün Kâri
Dinimiz Müslümanlari kardes ilân etmistir. Islâm toplumu kardesler toplumudur. Kardeslik hukukuna ve kavramina ters düsen bugz, haset, sirt çevirme, iliski kesme ve küsme gibi bütün duygu ve davranislar yasaklanmistir.
Lügatçe
vasif: Nitelik.
"Iki Gün Bir Degil" mail servisi bir ALTINOLUK hizmetidir.
Mustafa Okumus - Disli Kasabasi - 21/02/2013,9:43:13 AM
“Ashâbimdan kimse bana bir baskasindan söz ulastirmasin! Zîrâ ben sizin karsiniza (pesin hükümlerle degil) selîm bir kalple çikmak istiyorum.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 28/4860)
Gerçekten giybet, Islâm kardesligini bozan, toplum düzenini altüst eden, birlik ve beraberlik rûhunu öldürerek kalplere kin ve husûmet saçan büyük günahlardan biridir. Böyle olmakla beraber birçok kimse, câhilâne bir düsünce ile, söylediginin gerçek olmasiyla kendisini avutur. Hâlbuki giybet, esâsen gerçek olan bir kusurun söylenmesidir. Gerçek olmayani söylemek ise iftirâdir. Bunu düsünmeyerek, bir kisinin, sözlerinin dogru olmasiyla tesellî bulmasi ve yanlis yolda devâm edip gitmesi, ne büyük bir gaflettir!
Rasûlullah (sav) bir gün (çarsiya) çikmisti. Birbirleri ile konusup gülüsen bir topluluga rastladi. Durup onlara selam verdi ve: “Lezzetleri gidereni çok anin!” buyurdu. Biz: “Lezzetleri gideren nedir?” diye sorduk. Peygamber (sav): “Ölümdür.” buyurdu. (Tirmizî, Zühd, 4; Nesâî, Cenaiz, 3; Ibn Mâce, Zühd, 31)
Hasan Basrî gülmekte olan bir gence rastladi. Ona: “Ogulcugum! Sirat köprüsünden geçtin mi?” diye sordu. Genç: “Hayir.” diye cevap verdi. Hasan Basrî: “Cennete mi gideceksin yoksa cehenneme mi, biliyor musun?” diye sordu. Genç: “Hayir.” dedi. Hasan Basrî: “Peki bu gülmek de neden?” diye sordu. Bu genç ondan sonra bir daha hiç gülerken görülmedi. (Ismail Hakki Bursevî, Rûhu’l-Beyân 7.Cilt, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’in En Güzel Isimleri)
el-Adl: Çok adil olan, asla zulmetmeyen, kullarina da âdil olmayi, adaletle davranmayi emreden demektir.
Kisa Günün Kâri
Tevrat’ta su ifadeler geçmektedir: Ey Âdemoglu! Gözlerin yas döktügü zaman, gözyaslarini elbisene silme; onu elinle sil. Çünkü gözyasi rahmettir.
Lügatçe
âdil: Adaletli.
"Iki Gün Bir Degil" mail servisi bir ALTINOLUK hizmetidir.
hatice tekes - SISLI/ ISTANBUL - 28/12/2012,10:50:38 PM
1) Adlî ve idarî yargida çalistirilmak üzere;
a) EK-1/A listede yeri, sayisi, unvani ve niteligi belirtilen, 6/6/1978 tarihli ve 7/15754
sayili Bakanlar Kurulu Karariyla yürürlüge giren “Sözlesmeli Personel Çalistirilmasina Iliskin Esaslar” ile bu esaslarda degisiklik yapan 29/3/2009 tarihli ve 27184 sayili Resmi Gazete’de yayimlanarak yürürlüge giren Bakanlar Kurulu Kararinin 4 üncü maddesine göre, 657 sayili Devlet Memurlari Kanununun 4/B maddesi kapsaminda toplam 2.169 sözlesmeli zabit katibi,
b) EK–1/B listede yeri, sayisi belirtilen ve genel idare hizmetleri sinifinda bulunan 7–12 dereceli kadrolara açiktan atama suretiyle toplam 694 kadrolu zabit kâtibi,
alimi yapilacaktir, ilgililer adalet bakanliginin sitesinden gerekli sartlari ögrenebilirler..
Ali OKUMUS - AFYONKARAHISAR - 28/12/2012,1:52:25 PM
1Ocak Tarihinin yeryüzünde islamin degil,isyanin yibasi oldugunu...Hertürlü haramin mesru sayilip korkusuzca islenecegi bir gece oldugunu...Dualar ile Allaha yalvarilan bir gece degil,isyanlar ile Allaha sirt çevirilen bir gece oldugunu...Camilerin degil,meyhanelerin,fuhushanelerin doldugu bir gece oldugunu...Allahi hiçe sayarak islenen toplu isyanlarin nimete degil belaya sebep olacagini...Tv.basinda isyanlara seyirci olanlarin,isyankarlari tehdit eden belaya ortak olduklarini,Islami Yilbasi olan 1Muharremi unutupda küfrün yilbasisi olan 1 Ocagi günler öncesinden heyecan ile beklayip Tv.karsisinda sabahlamanin ecdadin kemiklerini sizlatan büyük bir gaflet oldugunuElinde piyango bileti kulaginda isyan cümleleri,kalbinde haramlara karsi muhabbet ile geçirilen bir gecenin Ahiretde feryat dolu pismanliklar neden olacagini kimligini kaybetmemis bir müslümanin kendisi ve ailesini böyle bir rezaletden muhafaza etmesi gerektigini sakin unutmayiniz... Ömründen bir yil daha eksildigini bilip,eksilen ömrü içinde Allahin ve Rasülünün hosnut olmayacagi isleri yaptigini düsünüp gözyasi döken gerçek müminler selam olsun......