Bu işi belki ilk önceleri Kılıçdaroğlu gibi düşünenler, üstlenenler az değildi ama onların da işyerleri tarumar olunca ciyak ciyak demeye başladılar. Adamın birisi diş çektirmek için diş doktorunun önüne oturmuş daha doktor ağzına penseyi uzatmadan vay anam diye bağırmaya başlamış. Diş doktoru; "Kardeşim ne bağırıyorsun daha elim dişine değmedi.'' demiş. Adam ise doktora ''Efendim ayağımda nasır var ayağıma bastınız.'' demiş. Birilerinin nasırına basıldı galiba? Doktorun yerine ben olsaydım hiç bağırma dişin çekilmesi lazım derdim.
Cibilliyetinin icabı bağırıp çağıranlara, yakıp yıkma ruhuna işlediği için dış mihraklı ajanlarla hareket edenlere ne demeli. Hz. Süleyman Peygamber ordusuyla bir yerden geçerken yavrularını kucağına basan köpek eniklerine demiş ki: ''Bakın biraz sonra buradan Süleyman Peygamber geçecek sakın ola ki ses çıkarmayın ha'' demiş. Demiş demesine ama Hz. Süleyman ordusuyla geçerken köpek başlamış yavaştan hırlamaya. Yavruları bu duruma şaşmışlar. ''Ana sen bize tembih ettiğin halde sen niye hırlıyorsun'' demişler. O da onlara "yavrularım benim size ana olarak nasihat görevim. Ama hırlamak, havlamak ise benim cibilliyetimde olan şey. Ben cibilliyetimin icabını yerine getiriyorum.'' demiş. Allah cibilliyetsizin cibilliyetinden korusun diyen atalarımız ne güzel söylemiş.
Senin cibilliyetinde güzel olan her şeye karşı çıkmak, yakmak yıkmak varsa ben ne yapabilirim. Allah senin gibilere fırsat vermesin diye duadan başka ne gelir elimden. Bunları kral yapsan önce babalarını asarlar. Yalnız şunu iyi bilelim ki yanlışı yanlışla düzeltmeye çalışırsak yanılırız. Şeriatın kestiği parmak acımaz. Birileri yaptığının yanına kar kalacağını zannetmesin. Zerre kadar iyiliğin ve zerre kadar kötülüğün görüleceği hesap günü gelmeden iyilikten güzellikten ayrılmayalım. Köpek seni ısırırsa sen de köpeği ısıramazsın herhalde! Köpeklerin de sahibi var. Köpeğin sahibine itlerine hoşt de! deyiver.