Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez Hoca efendiye duam. Bir şeyler yapma çabasında olduğu her haliyle görülüyor. Çeşitli söylemleri ve eylemleri birilerinin hoşuna gitmese de ''Benim adım Hıdır, elimden gelen budur.'' dercesine bir gayretin içinde. Onun için tebrik ediyorum. Takdir ediyorum. Allah razı olsun diyorum.
Şöyle ki; On beş tatile giren 7 ile 17 yaş arası öğrencilerimizi camiyle cemaatle buluşturma programı takdire şayan diyorum. Ben Afyon için söylüyorum. Sizler diğer köy kasaba ve şehirlerde de aynı manzarayı yaşıyorsunuzdur. Camideki cıvıl cıvıl yavrularımız geleceğe dair umutlandırıyor. Camiyle mesafesi biraz aralı olan baba bile utanarak yavrusuyla camiye gelebiliyorsa ne mutlu değil mi?
1970'li yıllarda görev yaptığım bir ilçede Sivas'lı İsmet adında bir polis memuru vardı.. Beş vaktini camide imamla kılmaya çalışırdı. Bir gün ister istemez sordum. (Niye sordum çünkü o yıllar bu güzel manzaraları az seyrediyorduk da ondan.) Bir matbaa hatası gibi sizi camide sık sık görmek güzel bir husus bu güzelliğiniz nereden geldi? Dedim. - Ali hocam benim mürşidim ilkokula giden oğlumdur biliyor musun dedi. bende anlayamadım nasıl bu iş diye sorunca anlattı. Bir akşam bir kaç arkadaş bir meyhanede sabahlamışız. Sabah ezanları okunurken kendimize geldik. eve doğru giderken bir caminin yakınında kafam döndü yere göçtüm. Tabi ki içimdekiler dışıma döküldü. o sırada henüz ilkokula giden oğlum yanımda göründü. Ağzımı yüzümü sildi. elimden tutup beni kaldırmaya çalıştı. Baba ben nereye gidiyorum biliyor musun şu camiye hocaya söz verdik. Bugün sabah namazına geleceğiz diye. sen nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun? Baba ne olur bir defa olsun sende benimle gel ne olur yeter artık diyor ağlıyordu. Kendime geldim tamam yavrum sen camiye git bende geleceğim hocaya söyle babamda gelecek diye. Eve vardım bu sefer ben hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Hanım bir boy abdesti alayım, yeniden bir şehadet getireyim. Bugün artık içkiye kumara son verdim dedim. Hanımda duygulandı. O gün bugün Allah'a şükür tövbemi bozmadım bozmayacağım da. Benim hidayetime sebep oğlum olduğu için benim mürşidim diye takılıyorum.
İşte bir çocuğun sabah namazına gidişindeki samimiyet ve neticesi. Türkiye'de 85 binden fazla camimiz var. İnşallah her camide bir günahsız yavrumuz mutlaka vardır. Ama Sayın Mehmet Görmez Hocam biliyor ki kim bir iyiliğe çığır açarsa o devam ettiği o iyiliğe sebebi olana da aynı sevap verilir. Kötülüklerde aynen öyle. Öyleyse bu çığırdan gidelim gitmeyenleri ise kırmadan dökmeden uyaralım.
Bir eser okuyorum. Kitabın adı ''İnsanlar uykudadır ölünce uyanırlar.'' Biz ölmeden önce uyananlardan olalım inşallah. Sekiz ay İtalya'da kaldım. Çorumlu bir öğrencim vardı. Maşallah afacan mı afacan ona dedim ki ne yap yap babanı mutlaka camiye getir. Çocuk eve varınca babasının paçalarına yapışmış ağlamaya başlamış. Babası ne oldu yavrum demeden baba namaz kılmayanların cehennemde yanacağını öğretmenimiz anlattı ben sana kıyamam sen yanma ne olur baba benimle camiye gel ben seni çok seviyorum yanmanı istemiyorum deyince bizim İbrahim camiye tam geldi ve Allah nasip etti hacca gitti. Allah kabul etsin. Sözün özü zararın neresinden dönersen kardır diyor hepinizi Allah' emanet ediyorum.